ÇAYKUR Vatandaşa Kota ve Kontenjan uygulayamaz!

CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz yazılı bir açıklama yaparak, çayda taban fiyat uygulamasına geçilmesi, bununla ilgili kanun bir an önce çıkarılması ve ÇAYKUR'un özel sektöre ait fabrikaları kiralayıp çalıştırması gerektiğini söyledi.

Çay kanununun bir an önce çıkarılması gerektiğini ve ÇAYKUR’un özel sektöre ait fabrikaları kiralayıp çalıştırmasını öneren Başkan Deniz’in açıklaması şöyle;



1940 tarih ve 3788 sayılı "Çay Kanunu" ile devlet vatandaşa satın alma garantisi vermiştir. Yani mahsul edilen her çay devlet tarafından satın alınmak zorundadır. “Madde 10: Yetiştirilen yaş çay yaprağını satın almak, çay kurutma fabrikaları kurmak, çay yaprağını işlemek ve harman yapıp paketlemek ve satmak ve sattırmak işleri Devlet Ziraat işletmeleri Kurumuna tevdi edilmiştir.  Çay yapraklarını tespit edilen bedel ile kurum almaya mecburdur.”



1984 tarih ve 6535 sayılı yasa  ile çay sektörü özel sektöre açılmıştır. Fakat devletin bu sorumluluğu ortadan kalkmamıştır. “Geçici Madde 1: Bu Kanunun yürürlüğünden önce ilgili mevzuata göre, devletle üretici arasında doğmuş haklar saklı olup, verilmiş olan çay ekimi ile ilgili ruhsatlar da geçerlidir.”



Çay üreticisinin devletle kurduğu tek ilişki satın alma garantisidir. Çünkü çay üretimi halka teşvik edilmiştir, halk üretime yönlendirilmiştir. Bu nedenle ÇAYKUR, kota ve kontenjan uygulayamaz, mahsul edilen yaş çay yaprağının tamamını almak zorundadır. Tabi ki niyet başka değilse.



ÇAYKUR’un şu anki üretim kapasitesi tüm çayı işlemek için yeterli değildir!

Fakat bilinen bir gerçek var; yıllık mahsul edilen çay miktarı 1 milyon 200 bin ton ile 1 milyon 400 bin ton arasında değişmektedir. ÇAYKUR, şu anki üretim kapasitesi ile tek başına bunu işleyemez. Özel sektörün üretim yapma gücü ÇAYKUR’a yakındır. 2019 yılı verilerine göre günlük üretim 6.000 ton civarındadır. Hepimizin bildiği gibi, bugün çayda büyük firmalar, küçük fabrikaları fason üretim şeklinde çalıştırmaktalar. Bu gidişle küçük firmalar arada yok olacak, çay sektörü birkaç büyük firmaya kalacaktır.



ÇAYKUR, özel sektöre ait çay fabrikalarını kiralayarak çayı işlemelidir

ÇAYKUR, öncelikle özel sektörle bir üretim planlaması yapmalıdır. 2-3 büyük firma dışında kalan, özel sektöre ait çay fabrikalarıyla fason üretim anlaşması yapmalıdır. Bu fabrikaların üretimleri ÇAYKUR’un üretimine dâhil edilmelidir.



ÇAYKUR, çayı üreticiden doğrudan alıp anlaştığı firmalara vermelidir.

ÇAYKUR, anlaşma yaptığı özel sektör çay fabrikaları ile ilgili olarak yaş çayı üreticiden doğrudan kendisi alacak, firmaya teslim edecek ve karşılığında kuru çay alacaktır. Bu işlemle birlikte zorunlu olarak Çay’da taban fiyat uygulamasına geçileceği ve ÇAYKUR’un açıkladığı fiyatın altında alım yapılamayacağı için çayda kota ve kontenjan sorunu kalmayacaktır. Bu tartışma da ortadan kalkacaktır.



Ya da devlet küçük ve orta ölçekli firmalara üretime dönük finansman desteği sağlamalıdır

Devlet, küçük ve orta ölçekli firmaların finansal yapısını güçlendirmek için uzun vadeli, düşük faizli krediler vermelidir. (Bu krediler üretimde kullanılmak amacıyla ve sıkı kontrol edilerek verilmelidir.) ÇAYKUR, özel sektörle üretim planlaması yapmalı ve yapılacak olan üretim programlamasına özel sektör kesinlikle uymalıdır. Eğer uymazsa yaptırım uygulanmalıdır. Uymayanlar sistemin dışında bırakılmalıdır. Her koşulda taban fiyat uygulaması zorunlu olmalıdır.



ÇAYKUR kesinlikle varlık fonundan çıkarılmalıdır, ÇAYKUR’a en kısa zamanda genel müdür atanmalıdır

ÇAYKUR'un ve bölgenin geleceği için ÇAYKUR kesinlikle Varlık Fonundan çıkarılmalıdır. ÇAYKUR’a en kısa zaman da Genel Müdür atanmalıdır. 2 yıl vekâleten yönetilen bir kurum olur mu?”



ÇAYKUR’un yönetiminde ve çay fiyatlarının belirlenmesinde üreticilerin de söz ve karar hakkı olmalıdır

ÇAYKUR’un yönetiminde üreticilerinde temsil edilmesi sağlanmalıdır. Çay Üreticilerinin sendikalaşması önündeki engeller kaldırılmalıdır. Çay fiyatının belirlenmesinde 1940 tarihli 3788 sayılı yasa da olduğu Çay üreticilerinin temsilcileri de bulunmalıdır. Yoksa ne yaparsak yapalım ÇAYKUR’un ve bölgenin geleceği karanlıktır.



Çay’da taban fiyat uygulamasına geçilmeli, taban fiyatın açıklandığı tarihte kuru çaya (eğer zam yapılacaksa) yapılacak zam miktarı da açıklanmalıdır.

Çay taban fiyatı uygulamasına geçilmeli bununla ilgili kanun çıkarılmalı ve Çay Taban Fiyatı Ocak ayında açıklanmalıdır. Eğer o sezon içinde ÇAYKUR tarafından kuru çaya zam yapılacaksa, zam oranı da Ocak ayında açıklanmalıdır. Böylelikle Çay piyasası, çay sezonu başlamadan oturmuş olur.



Tüm bunlara rağmen sorun çözülmezse yapılacak iş bellidir.

Çay üretiminde;



1. Özel sektör taban fiyatın altında alım yapma konusunda direnirse,



2. Boşta olan üretim gücünü ÇAYKUR’un fason üretim şeklinde kullanmasına izin vermeze,



3. ÇAYKUR’la birlikte üretim planlamasına gidilmezse,



4. Özel sektöre sağlanacak destekler yine farklı alanlarda kullanırsa,



5. Üreticinin mağduriyeti devam ederse, yapılacak iş bellidir. 1984 öncesine dönmektir. Çay piyasasının özelleştirilmesine son vermektir. 



Salgından aldığımız en büyük ders; her türlü tarımsal faaliyet kesinlikle kamuculuk anlayışıyla yapılmalıdır. 

Kaçak çayı önlemek için gerekli önlemleri almak devletin sorumluluğundadır. Çay ithalatından alınan vergiler yükseltilerek caydırıcı olmalıdır. Çay tarımı ve çay sanayisi, kesinlikle devletin denetimi ve güvencesi altında olmalıdır. Çünkü Çay tarımı  ve ÇAYKUR ülkemiz için stratejik öneme sahiptir.