Jeoloji Mühendisleri Odası Uyarıyor!

Trabzon Jeoloji Mühendisleri Odası yaklaşan sel, taşkın ve heyelan ayları nedeni ile birlikte doğa kaynaklı afetlere ne kadar hazırız olduğumuzu gündeme taşıdı.

AJANS PAZAR

Trabzon Jeoloji Mühendisleri Odası yaklaşan sel, taşkın ve heyelan ayları nedeni ile yaptığı açıklamada; “Artan nüfusa ve insanların doğaya daha fazla müdahale etmesine bağlı olarak doğa kaynaklı afetlerin insan yaşamına olan etkileri her geçen gün artmış, dünya ölçeğinde bu artış küresel iklim değişikliğine bağlı olarak son 200 yılda 4 kata ulaşmıştır. Geçmişten günümüze kadar, meteorolojik kökenli afetler içinde en fazla kuraklık ve taşkınlar, meteorolojik olmayan afetlerin içinde ise depremler can ve mal kaybına neden olmuş (EMDAT- Uluslararası Afet Bilgi Bankası 2017), sadece 1994 ile 2019 yılları arasında küresel ölçekte meydana gelen 7000’den fazla doğa kaynaklı afette 1.5 milyon’dan fazla insan hayatını kaybetmiştir (Emergency Disaster Data Base).

Türkiye, jeolojik, morfolojik ve iklimsel özellikleri dikkate alındığında bir afet ülkesi olarak bilinmektedir. Ülkede taşkın, erozyon, çölleşme ve çığ gibi afetler meteorolojik kökenli afetlerin başında gelirken, deprem, heyelan, kaya düşmesi gibi afetler ise meteorolojik olmayan afetlerin en önemlileridir. Dünya ülkelerinden farklı olarak, son 50 yıldır meydana gelen doğa kaynaklı afet dağılımına bakıldığında heyelanlar %45’lik oranla ilk sırada, depremler %18’lik oranla ikinci sırada, taşkınlar %14’lük oranla üçüncü sırada yer almaktadır. İklim değişikliğinin olumsuz ektilerinin de giderek artmasının bir sonucu olarak sadece 2019 yılında ülke genelinde taşkın ve heyelanların diğer afetler içerisindeki oranı ise %70’lere ulaşmıştır (AFAD 2020).

Doğu Karadeniz Bölgesi ülkede iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en fazla yaşandığı, oluşma sıklığı bakımından heyelanların, etki alanı bakımından ise taşkınların en sık görüldüğü ve buna bağlı olarak can ve mal kaybının en fazla olduğu bölgedir. Ülke istatistiklerinden farklı olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğa kaynaklı afetler içinde taşkın ve heyelanlar %95’lik oranla ilk sırada yer almaktadır. Bu nedenle bölgede afet denilince akla ilk olarak heyelanlar ve taşkınlar gelmektedir. 1929-2019 yılları arasında Türkiye’de 67 ilde ölümcül heyelan olayı kaydedilmiştir. Olay ve hayat kaybı sayıları dikkate alındığında Doğu Karadeniz kıyı illerinin ön planda olduğu görülmektedir. Hatta ilçe bazında bile ölümcül heyelanların en sık meydana geldiği bölge Doğu Karadeniz Bölgesi’dir (Şekil 1).

Şekil 1. Türkiye’de ölümcül heyelan olaylarının sayısı (a: illere, b: ilçelere göre dağılım) (Fidan ve Görüm 2020)

İstatistikler değerlendirildiğinde, bölgede ölümcül heyelan olayla­rının %51’i ile ölümlerin %72,5’i, ilkbahar sonu ve yaz mevsimine karşılık gelen Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşmiştir (Şekil 2). Heyelan ve sel olaylarının ilkbahar sonları ve yaz aylarında meydana gelmesi bu olaylar üzerinde küresel iklim değişikliğine bağlı ani ve şiddetli yağışların etkili olduğunu göstermektedir.

Şekil 2.  Ölümcül heyelan olaylarının bölgelere ve mevsimlere göre dağılımı (Fidan ve Görüm 2020’den değiştirilerek)

Topraklarının çok büyük bir bölümü doğa kaynaklı afet riski taşıyan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde; yeni yerleşim alanları, karayolu güzergahları, doğalgaz boru hatları, hatta regülatör, hidroelektrik santral ve baraj gibi büyük mühendislik yapıları için uygun yer seçilirken jeolojik-jeoteknik etütlere gereken önemin verilmemesi, bu yapıların heyelan kaya düşmesi ve taşkın riski taşıyan alanlara denk gelmesine neden olmakta, bu durum sonucunda ise can ve mal kayıpları büyük boyutlara ulaşmaktadır.

Yapılan bilimsel çalışmalarda Doğu Karadeniz kıyı illerinde gelecek 20 yıl içinde aşırı ve ani yağış oranın %20 artacağı belirtilmektedir. Bu sonuç, heyelan ve taşkın gibi afetlere karşı alınacak önlemlerin günümüz koşullarında elde edilen verilerle belirlenmesinin pek mümkün olmayacağı net olarak göstermektedir. Bu nedenle öncelikli olarak Doğu Karadeniz illeri pilot alınarak doğa kaynaklı afet riski taşıyan alanların belirlenmesi, gelecekte bu alanlarda bir mühendislik projesinin planlanması durumunda jeolojik-jeoteknik çalışmalarının detaylı olarak yapılmasını sağlayacak bir altlığın geliştirilmesi, sonrasında bu uygulamanın bir acil eylem planı içerisine alınarak tüm illere yayılması kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aksi taktirde Ağustos 2020’de Dereli, Doğankent ve çevresinde yaşanan taşkın ve heyelanlara, Ağustos 2021 Batı Karadeniz’de yaşanan taşkınlara benzer afetleri yaşamaya devam edeceğimiz kaçınılmaz olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
 

JMO sel yağış su taşkını doğa kaynaklı afet heyelan