Karate Sporunun Tanınması ve Hakettiği Noktaya Gelebilmesine Yönelik Öneri Çabalarına Katkı

Uzakdoğu sporları, sporlar içinde insana en fazla olumlu formasyon kazandıran spor gurubudur. Sadece bedensel değil, psikolojik yönden eğitimin de pedagojik esaslarını içlerinde barındırmaktadır.

Uzakdoğu sporları, sporlar içinde insana en fazla olumlu formasyon kazandıran spor gurubudur. Sadece bedensel değil, psikolojik yönden eğitimin de pedagojik esaslarını içlerinde barındırmaktadır. Bütün Uzakdoğu mücadele sanatları değerlidir elbette, ama karatenin yerinin çok farklı olduğu herkesin malumudur. Karate, denge, hız kontrolü, doğru ve etkili nefes, , doğru zamanlama, snkroniazsyon ve muhteşem bir yakın dövüş p erformansı kazandırması itibarıyla çok önemli ve değerli bir spordur.



Çok sayıda önemli özellikler taşımasına rağmen karate bu gün sahip olduğu değeri yansıtan yerde değildir.

 

 Bir kere karate sporu yeterince tanınmış değildir. karate diğer sporlarla çokça karıştırılmakta, diğer sporlarda aynı şekilde karateyle benzerlik ilişkisi içinde karıştırılmaktadır, karatenin ne liği, sınırları, nerede başlayıp, nerede bittiği, insana neler kazandırdığı noktasında kitleler bilgi sahibi değildir. Bu konuda yapılabilecek şeylerden biri karate yi tanıtan yayınların çoğaltılmasıdır. Bununla ilgili, dergiler, animasyonlar, filmler, belgeseller yayımlanmalıdır. Akademik dile dayalı konferanslar ver ilmelidir.

 

 Karate ye hizmet adına karate yapan insanlar sağılmalık inek gibi görülmekte ha bire para istenmektedir bu yanlıştır. Karate çalışan insanlara mümkün olduğu kadar kolaylık sağlanmalı, ekonomik külfet azaltılmalıdır

Karate, özellikle son zamanlarda felsefi derinliği yok edilmeye çalışılan bir spordur. Dünyaya kabul ettirmek adına, tradiationalitesi kaybedilmiş, temel amacı ortadan kaldırılmış, kartateciler, adeta hipodromda yarışan atlara döndürülmüştür. Oysa Karate özü itibarıyla bir savaş sanatıdır. savaşın antrenmanı olur ama yarışması olmaz.. çünkü svaşta en yüksek hedeflerden biri de öldürmektir. Öldürmenin yarışması olur mu?

 

Elbet olimpik karatede yarışmada olabilir.. Ama ya karatenin diğer boyutları?

Kata, self defans, kırış, meditasyon, felsefe, tarih, pedagoji, anatomi vb

Bunlar için de antrenörlük kursu var deniliyor. Antrenörlük kursunda bile burada saydığım ve sayamadığım bazı dersler etkin bir çerçevede verilmiyor.



Karate sporunda antrenörlere çok c iddi, tarih, felsefe, sosyoloji ve psikoloji dersleri verilmeli ve bu formasyonlar kazandırılmalıdır.



Bana göre örneğin, Gichin Funakoshinin, Nakayamanın, Kanazawa nın, Mautatsu oyama nın, Miyagi nin, vb karate ü stadlarının yaşamı ve felsefesi ayrıntılı olarak bilinmeden karate bilinemez ve anlaşılamaz...

 

 

Karate, doğa, karate yaşam, karate sağlık, karate toplum, karate eğitim ilişkisi bilinemeden bu spor asla bütünsel olarak kavranamaz ve özü ne inilemez..



Bu bağlamda bu ülkede bu sporun seyride bilinmelidir. Mesela Hakkı koşar hoca tanınmadan, Ferhat Özsert hoca tanınmadan, Ahmet Doğaner hoca tanınmadan Tü rkiyede yaşayan karateci asla karateyi bilemez.. ancak tekme ve yumruk atar.. Ki Karate do, tekme ve yumruk atmaktan çok daha fazladır. Bu bağlamda sadece tekme ve yumruk atmyı değil aynı zamanda yukarıda dile getirilen özelliklerinde hatta bunlardan çok daha fazla, sağlık, beslenme bilgisi, anatomi fizyoloji akupunktur, vb alanlarda da derin, bilimsel ve filozofik bilgiler verilmelidir. Çünkü karateci olmak bilgi açısından tam bir do nanıma sahip olmayı gerektirir. Bu eğitim sadece üst düzey kariyerlerde değil, taa beyaz kemerden itibaren aktarılmaıdır. Bunu da verecek olan karate hocalarıdır. Karate hocalarının çok iyi yetiştirilmesi gerekir. Bu nedenle karate do ile ilgili yazılan kitapların sayısı artmalı ve devlet bu konuda teşvik vermelidir.



Karate do gün geçtikçe Doğulu kimliğinden arınmakta, Batılı bir kimlik kazanmaktadır. Elbette insanlığın kültürel birikimi evrenseldir, ama evrensele yöneliş özü kaybetmeden yapıldığında anlamlı o lur. Bu bütün alanlar için geçerli olduğu gi bi karate do da da geçerlidir. Örneğin Türkiye’de pek çok hoca kick bo ks sporunun çıkışıyla beraber a şağılık duygusuna kapılmış başka branşlara geçmişlerdir. Halbuki bana göre karatenin zenginliği ve savunma değerinin hiç bir spordan aşağı kalır bir tarafı yoktur. Yeter ki kendi içinde gelişebilecek dinamiklerinin önü kapatılmasın.



Karatenin önündeki bir diğer engelde dondurulmasıdır. Bazı hocalar karatenin özünden alabildiğine saparken bazı hocalarda öze sadık kalmayı karateyi tamamen dondurmak olarak anlamakta ve geleneksel stillerin dışında h iç bir yeniliği kabul etmemekte, hiç bir özgünlüğe değer vermemektedir. Halbuki doğru tavır doğru ortayı bulmakta yatar.. Ne özü kaybedip savrulma ne de dogmatik kalıplara saplanıp kalma. Burada dengenin yakalanması önemlidir.

 

 

Belli hocaların kendilerini her türden yeniliğin ve yeni simaların gelişine kapıları kapatmaları da bu sporun işleyişinde ortaya çıkan sorunlardan biridir. Ve belli öğrencilerin de şımarıklıklarını....

 

 Siyaset, adam kayırma, ahbap çavuş ilişkisi, rüşvet vb unsurlar her alanda olduğu gibi bu alanda da utanç verici sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. Karate camiasında çok ileri düzeyde denetim mekanizması kurulmalı, yed- i emin kurumu geliştirilmelidir.

 

 Madde madde gidersek karatenin daha ileri gitmesi için şunlar yapılmalıdır:

 

*karate okullara tanıtılmalıdır

 

*bölge antrenörleri kıç büyütmemeli, sürekli karatenin tanıtımına hizmet etmelidir.

 

*karatecinin istikbal sahibi olması için gereken tedbirler alınmalıdır.

 

* kuşak sınavlarında dört ay yeterli değildir en az 6 ay olmalı ve kuşak almak çok daha zorlaşmalıdır.

 

*mevcut kataların dışında absolut ve fee stil katalarda değer görmelidir.

 

* karatecinin vücüt fo rmasyonlarının geliştirilmesinde makivara başta olmak üzere geleneksel araç ve gereçlerden yararlanılmalıdır.

 

* karatecinin bu ülkedeki '' vurducu - kırdıcı adam, haaayt huuuyt yapan adam'' imajından kurtarılması için gerekli adımlar atılmalı, karate yapanların filozofik derinliğe sahip olması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

 

* self defansa çok ağırlık verilmelidir. Karateci kendini ve çevresini rahatlıkla koruyabilen insan konumunda olmalıdır.

 

*kata çok önemli.. çok kata öğretmek yerine, yavaş yavaş, az kata öğretilmelidir. Az ve temiz kata çalışması yapılmalıdır

 

*temiz teknik ve temiz daçhi çalışması yapılmalı ama bu yapılırken de kişinin anatomik, , fizyolojik ve bazal metabolizmik özellikleri göz önünde bulundurulmalı.. İnsanlar satandardize edilip küstürülmemeli...

 

* karate savunma, kariyer, filzozfik derinlik, boş zaman etkinliği ve sağlık karatesi olarak da branşlara ayrılmalı, her alanda farkli çalışma kriterleri geliştirilmelidir.

 

*Kimsenin hakkı yenmemeli, adamı, parası , siyaseti olan kral, diğerinin canı cehenneme politikası asla uygulanmamalı.. Bu konuda bütün karateciler hassas olmalı ve yanlışlıkların ortadan kalkması için gereken mücadeleyi vermelidirler.



Daha yazacak çok şey var.. ama sanırım kısmen de olsa meramımı anlatabilmişimdir.

 

Osman Kaya

araştırmacı yazar