PINAR: 'Klasik Okulun Yerini Online Okul Almalıdır'

Emekli Matematik Öğretmeni Müfit Pınar Okulların eğitim öğretim modeline yeni bir yaklaşım getirerek 'Klasik Okulun Yerini Online Okul Almalıdır' başlıklı yazısını kaleme aldı.

AJANS PAZAR / Haber Merkezi                                                     Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.
                                               Herakleitos[1]

Emekli Matematik Öğretmeni Müfit Pınar’ın yazısı şöyle:
           
Tarihte ilk okul  İ. Ö 347 yılında Akademi[2] adı ile Atinada kurulmuştur. 529 yılında da Roma İmparatoru Justinianus tarafından kapatılmıştır.
           
XV . yüzyılın ikinci yarısından sonra da İtalya’ da çeşitli akademiler kurulmuştur. Roma da , Pomponius Lactus tarafından kurulan Lactus Akademesinde arkeolojik araştırmaların yapılması amaçlanmıştır. Aracadia Akademes’inde ise şiir çalışmaları yapılmıştır.
           
Yeniçağda akademiler tüm Avrupa kıtasına yayılmıştır. Akademiler Platon öğretisi dışında , bilim ve sanat kurumu adını almıştır. En önemli akademi  1570 yılında Kral Charles’ in buyruğu ile şiir ve müzik akademisi olarak kurulmuştur. Yine ünlü Fransız Akademisi ; Kardinal Richelien’ un buyruğu ile bütün bilim ve sanat dallarına ulusal yön vermek, bilim insanları ve sanatçıları desteklemek amaciyle kurulmuştur.
           
Tarihi süreç içerisinde okullar kültür, sanat ve bilim merkezlerine dönüşmüştür. Okullarda; tanrıbilimi, coğrafya, matematik, madencilik ve dilbilgisi öğretilmiştir. Zaman ilerledikçe okullarda yetişen bireyler geliştikçe bilim insanları değişmiş ve gelişmiştir.
           
Bilindiği üzere okullar yetişmekte olan kuşağın eğitilmesi ve öğretilmesi ile birlikte öğrencilere kültürel eğitimde veren kurumlardır. Okullar ayrıca düzene uyan bireyler yetiştirirler.
           
Tarihi süreç içerisinde okullarda kuruluşundan bu yana uzun süre geçmesine karşın eğitim öğretim metodu değişmemiştir. Değişim karatahta yerini, beyaz tahtaya ve akıllı tahtaya bırakma şeklinde sınırlı kalmıştır. Adeta okul dünyada değişime direnmiştir. Ancak, diyalektik durgun ve değişmez bir durumda değil kimi şeylerin doğduğu ve geliştiği, kimi şeylerin dağıldığı ve yok olduğu, sürekli hareket ve değişme, kesintisiz yenilenme ve gelişme durumunda olduğunu kabul eder. (G. Plotzer, Felsefenin Temel İlkeleri) . Diyalektik yasa gereğince okullarda  durumlarını değiştirmek zorunda olduğu kabul edilmelidir.
           
Yüzyıllardır dramatik şekilde okullarda uygulanan klasik eğitime son vermenin zamanı gelmiş ve geçmektedir. Klasik okula aşağıdaki nedenlerle hayır diyor ve sorunu tartışmaya açıyorum. Şöyle ki;

1. Geleneksel okulda öretmenler konuşurken öğrenciler genellikle otururlar. Böylece sınıf ortamında çocuklar yalıtılmış durumdadır. Amaç, derinlemesine öğrenme yerine düzenin koşullarına uyum sağlayan insanlar yetiştirmektir.

2. Çocukların üretimde kullanıldı  tarım toplumundan kalma alışkanlıkla dünyanın her yerinde okullar yaz aylarında boş tutulurlar. Bu durum,  çok büyük bir kaynak israfıdır.  Klasik okulda bu durum bile çözülememiştir.

3. Klasik okulda çocukların tümünün anı anda örenmeleri beklenmektedir. Herkesin aynı anda ve ders ortamında öğretilenleri öğrenmesi olanaksızdır. Herkesin kendisine özgü öğrenmesinin vakti ve satı vardır. Platon “ hür insan hiçbir şeyi köle gibi öğrenmemelidir. Bedene zorla yaptırılan şeyin ona bir kötülüğü olmasa bile , kafaya zorla sokulan şey akılda kalmaz.” [3]demiştir

4. Aynı yaş grubu çocuklarının dersliklere sokularak kafalarına bilgi aktarılamaz. Aynı yaş gurubundaki çocuklar belki yarışa girerler amma kendi aralarında rol model seçmeleri beklenmemelidir. Aynı yaş gurubu çocukların dersliklere kapatılmaları psikolojik gerçeklere aykırıdır.

5. Bu modelde öğretmenler sınıf ortamında yalnızdır. Ekip modelinin öne çıktığı günümüz koşullarında bu durum savunulamaz.

6. Klasik modelde eğitim öğretime anaokullarında başlanmakta ve üniversitede son bulmaktadır. “Öğrenmenin yaşı yoktur” denmiştir. Öyle de olmalıdır. Otuz yıl sonra neleri öğrenme durumuna kalacağımızı kimse bilemez.  Bu nedenle yaşam boyu öğrenmeyi ele almak zorundayız.

7.  Bu köhne model “ev ödevi” sorununu bile çözmemiştir. “Neden ev ödevi? sorusunu tartışmalıyız. Sınıfta toplu bilgi aktardıktan sonra ödev niçin evde ve yalnız yapılır? Çoğu kez ödevler, denetlenmez, tartışılmaz ve değerlendirilmez. Ev ödevi, eğitim öğretim yönünden zenginlerin daha zengin yoksulların daha yoksun olmalarına katkı sunan eşitsiz bir oyundan ibarettir. Çünkü, ev ortamları asgari özdeş olmadığını biliyoruz.

8. Sınıf topluluğunda her öğrencinin aynı hızda ilerlemesi ders işleme yöntemi ve standart sınıf modeli gerçeğine uymamaktadır. Öğretmenlerin, okulların ve sınıfların eşitlenmesi beklenemez. Buna karşın  bilgiye internet ortamında ulaşılması mümkün olduğu için çocukların okullara gitmesine ihtiyaç yoktur.  x2 – y2  ‘nın çarpanlarını öğrenmek için okula gitmeğe gerek yoktur.

Böylece, okulun yerini “online okul” almalıdır. Herkese, her yerde ve dünya standartlarında ve bedelsiz bilgiye ulaşma olanağı sağlanmalıdır.
                                                                                             
Yararlanılan kaynaklar:
Devlet, Platon T. İş Bankası Yayını, XXXV. Basım, Ocak 2018, İstanbul
Felsefenin İlkeleri , G. Politzer , Sol Yayınları, Ekim 2007
Dünya Okulu, Salman Khan , Y. K. Yayınları, 14. Baskı, İstanbul 2019
Felsefe Sözlüğü, O. Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi, İstanbul 198

[1] Efeste yaşamış olan Yunanlı Filozof. (MÖ. 535 ? – 475) Herakleitos antikçağ Yunan Düşüncesinin en parlak zekasıdır.( Hançerlioğlu, 160)

[2] Akademos  bahçesinde kurulduğu için bu adı almıtır.

[3] Platon, Devlet 7. Kitap 537 a