Pazar'da AKP'nin 'ÇAY KANUN' Teklifi Protesto Edildi

Rize Pazar'da Çay üreticileri AKP'nin hazırlayıp TBMM'ye getirdiği tepkiler üzerine Tarım Komisyonunda görüşülmesi süresiz ertelenen 'Çay Kanunu' teklifini protesto etti.

AJANS PAZAR

Rize Pazar 15 Temmuz Demokrasi Meydanında düzenlenen basın açıklamasına çay üreticileri yoğun Katılın sağlarken, siyasi pati ve sivil toplum örgütleri de destek verdi.

'Çay Üreticileri Meclisi' adına basın açıklamasını yapan Harun Üst açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Değerli Basın ve değerli çay üreticisi;
AKP Tek adam iktidarı, her zaman olduğu gibi halkın talep ve ihtiyaçları doğrultusunda karar almıyor, sermaye ve bir avuç yandaşın taleplerini, onların mutluluğunu tesis ediyor. Hazırladıkları Çay Kanun Yasası da aynen böyle olmuştur.

‘Çay Kanunu’, Yaş çay üreticileri olarak bizim zaten istediğimiz bir talepti. Ancak, kanun hazırlanırken bizim de tarafı olacağımız, bizi koruyup, kollayacak, sözümüzü söyleyeceğimiz, bizim orada temsil edileceğimiz bir ortam da hazırlanacak bir yasa istiyorduk.

AKP, 2008’de hazırladığı kanun taslağını, yaş çay üreticilerinin tepkisi üzerine geri çekmek zorunda kalmıştı. “Ulusal Çay Konseyi” tam da bu tarihte oluşturulmuştu. O yasa da açıkça, ‘kuru çayın, dünya borsasında oluşacak fiyatı üzerinden, yaşa çaya da fiyat verileceğini’ söylüyordu. Bugün, şimdi tartışılan bu yasanında satır aralarında da, açıkça söylenmese bile, bunun yine de böyle olacağının işaretleri olduğunu görmekteyiz.

Bugün önümüze ‘çay kanunu’ diye getirilen metin, AKP’nin kendi karanlık dehlizlerinde, gizlice hazırlanmış, pişirilmiş, kamuoyu ile paylaşılmamış, meclise indirilene kadar da kendileri dışında başka kimsenin haberi olmamıştır. Kamuoyu öğrenmesin diye özel çaba gösterdiklerini de çok iyi biliyoruz.

Kanunun giriş gerekçe bölümünde, ‘bitki kalitesini artırmak için iyileştirici tedbirlerin alınması’ için, “çay işleyen fabrikaların sözleşmeli tarım ile üretim süreçlerine dahil olmasına ihtiyaç duyulmaktadır” denilmektedir.


Biz, sözleşmeli tarımın ne olduğu ve neler getirdiğini, Şeker Pancarından, Tütünden, Buğdaydan, Hayvancılıktan ve diğer tarım ürünlerinden çok iyi biliyoruz. Tarım ürünlerinin alıcısı olan devlet, bu alandan el çektirildiği ve özelleşmeye fırsat yaratıldığı içindir ki bugün Tarım ve Hayvancılık olarak net bir şekilde dışarıya bağımlı ve ithalatçı olduk.

Bu yasa, Bölgemizde ‘Aile Ziraatı’ olarak yapılan çay tarımını, özel şirketlere teslim etme, mahküm etme çabasından başka bir şey değildir.

Sözleşmeli tarım demek, ‘bugün sahip olduğumuz topraklarda yarın kiracı, yarıcı, işçi ve gündelikçi olarak çalıştırılacağız demektir. Yani, yarın, biz farkında olmadan şirketler topraklarımıza el koyacaklar. Bu Türkiye’de ve tüm dünyada da böyle olmuştur. 

Çayda Sözleşmeli üreticilik demek; ‘yaş çay üreticisi olarak, özel ya da çaykur, her yıl, herhangi bir şirketle çayının tümünü vereceğine hatta ne kadar çay vereceğini de taahhüt etmesi demektir’. Sözleşme dışında çayınızı başkasına satamazsınız, üretici satarsa cezai karşılığı vardır. Taahhüt ettiğiniz çay kadar satmasanız da, kanun üreticiye ceza getirmektedir.

Kanunun toplamı 15 maddeden oluşmaktadır ve bir tek maddesi üreticiyi korumamaktadır. ‘Çayı ıslah etme, kaliteyi artırma ve geliştirme’ adı altındaki 3. Madde, yaş çay üreticisi için tuzaklarla doludur. Böylesine engebeli, zor ve dik coğrafyada, toprağın kazılması, çayın tekrar sökümünün, dikiminin nasıl olacağı konusu, detaylarını görmediğimizden ayakları yere basmamaktadır.

Madde 4, yaş çayı işleyen, paketleyen ve pazarlayan şirketleri A-B-C şeklinde kategorilendirmiştir. Ve ülkemizde üretilen çayın % 10’ kadar da ithalat serbestisi getirmiştir. Bu madde, ithal edilecek çayın ileride oranın artırılmasında bir engel yoktur. Ki çayımızı, ekmeğimizi, geleceğimizi tehdit ettiğinin bir ifadesidir.

ÇAYKUR’unda, çay işletmeciliği yapan sıradan şirketler statüsüne koyarak, A kategorisinde değerlendirmiştir. Böylece ÇAYKUR, bölgede çay işletmeciliği yapan sıradan bir şirket konumuna indirgenmiştir. Yani ÇAYKUR’un bugüne kadar ki çay tarımındaki sorumlulukları ve belirleyiciliği elinden alınmaktadır. Yani ÇAYKUR’un, çay piyasasında bugüne kadarki düzenleyici ve denetleyici yapısı ortadan kaldırılmaktadır. ÇAYKUR, zaten özel sektör şirketi gibi yönetilmekteyken, şimdi tamamen özelleştirilmesinin önü açılmış olmaktadır.

Madde 5. Kanun içerisinde en çok tartışmaya açık maddedir. Kanunda “Yaş çay alım fiyatı, arz ve talep durumu ile üretim maliyetleri dikkate alınarak her yıl hasat dönemi başlamadan önce belirlenir” diyor. ‘Arz ve Talep’ durumuna göre yaş çayın fiyatının belirlenmesi ne demektir? Bu çok sakıncalı ve su götürür bir tanımlamadır.

Kanun devamında, “yaş çay bedelini 2008 yılında kurulan çatı örgütü Ulusal Çay Konseyi belirler” diyor. AKP’lilerin sadece bu maddeye muhalefet ettiklerini biliyoruz. Ama bu yeterli değil. Kanun tümüyle sakıncalı ve yaş çay üreticisi aleyhinedir.

Çay fiyatının belirlenememesi durumunda da, “…Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uygulanır” diyor. Maddenin bu bendi de çok sakıncalı, tartışılır ve ucu açık bir maddedir. Çayın fiyatının belirlememesi ne demektir? Bir bölgenin geçim kaynağı olan ürüne, değer biçilememesi demektir.

Yine bu maddenin 6. bendi, yaş çay üreticilerini, çayını satamayacak ve tarlada kalacak kadar cezalandıran hükümler getirmektedir. Ki bu çok sakıncalı ve sorunludur.

Kanun ayrıca yaş çay paralarının ödenmesi esasını da şöyle tanımlamaktadır;

“Çaykur, önceki ödeme planı çerçevesinde eskisi gibi ödemeye devam edecek ancak özel sektör ise, aldığı çayın parasını 6 aya içerisinde ödeyebilir” demektedir. Bu madde, özel sektöre ayrıcalık tanımaktadır ve kabul edilemez.

Bu kanun tasarısı, yaş çay üreticilerinin en çok zarar gördükleri, en çok olmasını istedikleri ‘Yaş çay Taban fiyatın özeli de kapsayıcı, bağlayıcı bir özellik içerisinde yazılmasıydı’. Bu yasa tasarısında, ‘Ulusal Çay Konseyi’ yaş çayın fiyatını belirlerken, taban fiyat belirlemeyeceğine göre, açıklayacağı fiyat kimin fiyatı ya da hangi kurumu bağlayacaktır? İşin bu tarafı açık değildir. Yaş çayda taban fiyat uygulandığında, üreticinin ana sorunlarından biri ‘Kota ve Kontenjan’ kendiliğinden ortandan kalacaktır zaten. Yaş çay üreticileri olarak ‘TABAN FİYAT’ bizim kırmızıçizgimizdir. 

Ulusal Çay Konseyinin yapısı, oluşumu ve duruşu, Yaş çay üreticilerini temsil etmemektedir. Çünkü Konsey 9 kişiden oluşmaktadır, İki ÇAYKUR temsilcisi, iki ziraat odaları temsilcisi, bir bakanlık temsilcisi ve geriye kalan beş kişi sanayici ve işveren temsilciliklerinden oluşmaktadır.

Ziraat Odaları, yaş çay üreticileri adına orada bulunmaktadır. Peki, biz soruyoruz; ziraat oda temsilcileri çay üreticilerini ne kadar temsil ediyorlar? Ettikleri iddia ediyorlarsa, böyle bir çay kanununa neden taraf oldular? Rize Ziraat oda başkanı Nevzat Paliç neden bu konseyde yok? Çünkü karşı çıktı, eleştirdi ve konseyden çekildi. Onun yerine Pazar ve Güneysu Ziraat oda başkanlarını konseye aldılar.

Peki, böyle bir kurum Yaş çay üreticilerini temsil edebilir mi? Ederse, üretici yararına bir karar çıkma ihtimali olur mu? Sizlerin takdirine bırakıyoruz.

Biz Çay Üreticileri Meclisi olarak çok kıssa ne net şunu diyoruz;

Yaş çay üreticilerinin de tarafı olduğu, bizi de temsil edecek, temsilcilerimizle birlikte, eşit koşullarda, hazırlanacak bir yasa istiyoruz. Bu yasa, Yaş çay üreticilerini sermayeye karşı korumalıdır. Bu yasa tasarısına HAYIR derken ne istediğimizi de açıkça ifade ettiğimizi sanıyoruz. Yaş çay üreticileri olarak da kaliteli çay üretme sürecinde üzerine düşeni yapacağını biliyoruz.

Bu anlamda, Bu yasa tasarısı meclise indirilmeden, hiç tartışılmadan derhal geri çekilmelidir.
Çayımıza Sahip çıkacağız..
Ekmeğimize Sahip Çıkacağız..
 Geleceğimize Sahip Çıkacağız..
ÇAYKUR'a Sahip Çıkacağız…"


 

Çay kanunu çay üreticileri ÇAYKUR TBMM