Mücadele sanatı çalışanlar az çok bilirler Do nun ne olduğunu. Bu sporları tanımayanlar, Karate, Taekwon do , Judo Vb denince hemen ‘’ Hayt, Huyt ‘’ nitelemeleriyle değerlendirme yapanlar ise sadece bu ifadeyi duymuşlar ya da okumuşlardır. Anlamını bilmezler. Oysa DO mücadele sanatlarında en önemli şeydir. Hatta o kadar ki eğer bu sanatları çalışmışsanız ama DO yu kavrayamamışsanız, aslında boşa alın teri dökmüşsünüz demektir. DO yu bilmeden mücadele sanatı yapmak demek, cevizi kırıp cevizin içindekileri yememek ve sadece kabuğunu yemek anlamına gelir. Bu nedenle DO mutlaka öğrenilmesi ve bilinmesi gereken bir yönüdür mücadele sanatlarının.
DO çok genel anlamda ‘’ Yol ‘’ şeklinde Türkçeye çevrilebilir ama bu kadar la bitmez. O yol ile ifade edilmeyecek kadar derindir, çok boyutludur. Metod, hedef, iz ve daha çok anlamları içerir ‘’ DO’’.
Aslında Do, mücadele sanatlarının içinde yer alan Dünya görüşü ve ahlak demektir. Karakterimizi şekillendiren değerler ve algılar bütünü anlamına gelir DO..
İnsan yaşam sürecinde pek çok karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalır. Çözemez. Çözmeye çalışır ama başarısız olur, yetersiz kalır. Çünkü yaşam dediğimiz süreç alabildiğine çetrefillidir. Hiç beklemediğimiz sürprizlerle çıkar karşımıza.. Mesela ileriye dönük çok önemli planlarımız olur, şunu yapacağız, bunu yapacağız, şunu alacağız şunu satacağız. Ama bakmışsınız hemen bir hastalık kapımızı çalmış. Bir doğal afet, bir pandemi çalmış kapımızı. Şaşırıp kalırız, nedir bu yaşamın sırrı diye. Bir teselli ararız hayatın bu istenmeyen sürprizlerine karşı. Bu teselliyi de büyük oranda Dünya Görüşümüzden alırız. İşte DO dediğimiz şey bu türden, yol pusulası niteliğindeki Dünya Görüşümüzdür.
Aslında mücadele sanatları BEDEN İLE YAPILAN, HAREKETLERLE OLUŞTURULAN BİR FELSEFEDİR. Bu felsefe oluşturulurken DO bize yol haritası olur. Bu yol haritamızla beraber bedenimizle ruhumuzu, bilincimizi yoğururuz. Ve mükemmel bir sentez olarak ortaya koyarız.
Do sayesinde bir shuto tekniği ile dağları ikiye ayırır gibi güçlü hissederiz kendimizi.. Bir maegeri atarken bu tekmeyi binlerce yıldır bizimle beraber nice nice insanların attığını anlar ve bu kervanda bir yolcu olmanın inanılmaz hazzını yaşarız. Do sayesinde sükûneti, do sayesinde enerji patlamasını yaşar, ve ne zaman ne yapılması gerektiğinin ölçülerini bilincimize alırız. Do sayesinde sabrı öğreniriz.. Yaşamı okuruz Do sayesinde.. Milyonlarca yılda bir dalganın vurduğu kayayı görür, bir damlanın milyon yılda sert bir zemini nasıl oyduğunu anlar ve sabretmeyi, sebatı ve acele etmemeyi öğrenmiş oluruz.
Tevazuyu öğretir bize DO. Doğayla bütünleşmeyi. Doğayı okumayı. Doğal durumlar arasındaki ilişkileri bağlantıları, bu ilişki ve bağlantıların ortaya koyduğu anlamı. Bâtıni bilgiyi.. Derinliği.. Öğrenmenin coşkusunu.. Varlık alemi içinde işgal ettiğimiz yeri öğreniriz DO sayesinde Kendi bedenimizin sınırlarını, neleri başarabileceğimizi, neleri yapamayacağımızı öğreniriz bu yolla.. DO dediğimiz şey, mücadele sanatlarının teorisidir. Teori herhangi bir şeyde, hem önce olan, hem de sonra olan bir olgudur. Yani teori pratikten önce gelir ama pratiğin uygulama alanının her aşamasında yine teori vardır. Bu durumda DO teknikten önce ama teknikler yapılmaya başladığında da tekniklere içkin durumdadır.
Peki, DO olmadığında mücadele sanatçısı ne olur? Yok olur.. Evet en kısa yanıtı budur bur sorunun. Çünkü Do beyindir hareket beden. Do olmadığında ortaya çıkan şey ancak beyinsiz bedenin bilinçsizce devinimine tanık oluruz o kadar.
Do olmadığında Mücadele sanatçısı, şoförsüz, direksiyonsuz ve frensiz arabaya döner, ne zeka vardır, ne nezaket, ne sabır, ne ahlak.
Do olmadığında estetik te kalmaz. Do olmadığında bu sanatların anlamı da kalmaz. İşte tam da o zaman halkın gözünde yapılan değerlendirme ile HAYT HUYT tan başka bir işe yaramaz ve bir anlam ifade etmez.
Bu günün sözde mücadele sanatçılarının bunun anlaması olanaksızdır. Çünkü onlar, makam, para, çıkar, şehvet ve şöhretin peşinde koşarken sarhoş olmuşlardır. Onlar adam kayırıcıdırlar. Onlar insanlara tepeden bakarlar. Zannederler ki DİNDAR görülmekle ahlaklı oluyoruz. Ama heyhaaat.. Dini de kullanmaktan başka bir halt ettikleri yoktur bunların .. Tıpkı diğer bazı zavallılar gibi. Bar fedaileri, artistler gibi..
Hasılı kelam, DO mücadele sanatının özüdür. En önemli ve en anlamlı boyutudur. Mücadele sanatları eğitiminde ilk verilmesi gerekendir. Verilmediğinde teknik donanıma sahip olanların alabildiğine tehlikeli varlıklar olabileceği gerçeğidir DO dediğimiz şey. Temel pedagojik değerdir. Ve daha, daha pek çok şeydir DO.
Ve dört elle sarılmamız gereken bir değerdir DO. Bu değeri hakkıyla yaşayıp veren üstatlara ne mutlu. Onlar gençlerimiz, çocuklarımız hatta her yaştan, her cinsiyetten, her kesimden insanlar için tutulacak bir eldir. Para peşinde koşan, adam kayırıcılık ve torpil sayesinde bir yere gelen sözde usta özde şarlatanlara hiç benzemez bunlar. Ne mutlu böyle usta ve üstatlara.. Bunların karşısında saygıyla eğiliyorum.