Her yıl Nisan ve Ekim aylarında Datça'ya gideriz. Gece karanlığında yola çıkarız. Bir kaç yerde mola veririz. Uzun ve yorucu bir yolculuk sonucu Datça:ya varırız.
Bu yıl bir değişiklik yaptık. Yol üzerinde bulunan arkadaşlarımızı ziyaret etmek için birkaç gün erken yola düştük. Hem Çapa'dan hem İst. Üniv. Türkoloji Bölümünden arkadaşım Coşkun ÖZTÜRK ile birlikte aldık bu kararı. Eşlerimiz de bizim kararımızı uygun buldu .
İlk durağımız Kuşadası oldu. Burada Türkoloji Bölümünden sınıf arkadaşımız Zekeriya DİNER'i ziyaret ettik. Kalacağımız otelde bizi bekleyen arkadaşımızla buluştuk, kucaklaştık. Akşam olunca Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'ndan arkadaşımız Reşat ERGUVAN' da katıldı aramıza. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün görüp beğendiği ve GAZİBEĞENDİ adı verilen yerde ağırladı bizi. Derin söyleşilere daldık. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Su gibi akıp geçti zaman. Yılların geçtiği gibi.
Bir gün sonra da yine Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'ndan arkadaşımız Ayşe YAZICI 'ya konuk olduk. GÜZELÇAMLI beldesinde konak gibi evde ağırladı bizi Ayşe YAZICI. Zeus Mağarasını, seyir tepesini, Milli Park içindeki koyları gezdikten sonra akşam mangal partisi ile taçlandırdık bu güzel günü.
Yıllardır görüşemediğimiz okul arkadaşlarımız Reşat ERGUVAN' ve Ayşe YAZICI ile özlem giderdik. Okul günlerimizi andık. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu ve koşulları değerlendirdik. Yüksek Öğretmenli olmanın gururunu yaşadık. Bizler için ne anlam taşıdığını yeniden anımsadık.
Yüksek Öğretmen'li olmak, köy çocuklarına açılan üniversite kapıları demekti. Köy çocuklarının gidebileceği tek yer olan Öğretmen Okulları'nın başarılı çocuklarına yükseköğrenim olanağı sağlamaktı. Parasız yatılı okumaktı. Bizlere kucak açan bir ana, güven duyduğumuz bir babaydı.
Öğretmen'li olmak umuttu, umutlarımızdı. Okuyup adam olacaktık. Ailemize, anne babamıza sahip çıkacak, ülkemize yararlı gençler olacaktık. Umudumuzu, umutlarımızı hiç yitirmedik. Ailelerimize de sahip çıktık; ülkemize de halkımıza yararlı insanlar olduk.
Yüksek Öğretmen'li olmak, başarılı olmaktı. Öğretmen Okulları'ndaki başarımız, üniversite yıllarında da sürdü, yaşamımızda da sürdü. Arkadaşlarımızın yarıdan çoğu, üniversitelerde öğretim üyesi oldu. Siyasal iktidarlarca öğretmen olmalarına izin verilmeyenler, dershanelerde başarılı oldular. Öğretmen olarak yaşamlarını sürdürenler ise yönetici oldular; eğitime yön verdiler.
Yüksek Öğretmen'li olmak, ülke sorunlarına, halkın dertlerine duyarlı olmaktı. Çağdaş olmaktı, ilerici olmaktı. Çok kitap okumak, sosyal ve kültürel etkinliklere katılmaktı. Bilgi yönünden donanımlı olmaktı. Her bir arkadaşımız, kendini yenilemek, geliştirmek için çabaladı. Ülkenin en aydın insanları arasında yerlerini aldılar. Dünyadaki olayları, yaşananları dikkatle izlediler, tahliller yaptılar; ülkemizdeki yansımalarını ve sonuçlarını tartıştılar.
Yüksek Öğretmen'li olmak, özgürlüktü, tam bağımsızlıktı. Ulu önder Atatürk'ün izinde yürüdüler. O'nun ilke ve devrimlerinden hiç ödün vermediler, hiç sapmadılar. ''Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye'' için uğraştılar, didindiler, canlarını verdiler. Ülkenin ve halkın geleceğini, kendi geleceklerinden üstün gördüler. İçinden çıktıkları halkın, köyün, köylünün haklarını savundular. Onlara asla sırtlarını dönmediler.
Yüksek Öğretmen'li olmak, yurtseverlikti. Mesleğini en iyi biçimde yapmaktı. Öğretmen oldular, ülke çocuklarını en iyi biçimde eğittiler. Doktor oldular, halkın sağlığını korudular. Mühendis oldular, sağlam binalar yaptılar. Onların elinden çıkan her şey, sağlamdı, güzeldi, halkçıydı, halktan yanaydı.
Yüksek Öğretmenli olmak ayrıcalıktır. Hele Çapa'lı olmak Daha bir özgün, daha bir farklılıktır. Çapa'lılık aydınlanmadan yana olmaktır, çağdaşlıktır, uygarlıktır, Çapa'lılık halktan yana olmaktır, halkın dertlerini kendi derdin saymaktır. Çapa'lılık başarıdır, devrimciliktir. Osman'dır, Hüseyin'dir, İbrahim’dir. Mücadeledir, Her türlü baskıya direnmektir. Yitirdiklerimizi anmak, yaşayanlara selam durmaktır.
Bu gezimizde bunu bir kez daha gördük ve yaşadık. Yarım yüzyılı geçmiş olsa da hiç ayrılmamış gibi sarıldık, kucaklaştık, özlem giderdik.
İşte bunun içindir ÇAPA YÜKSEK ÖĞRETMENLİ OLMAK BİR AYRICALIKTIR.
Teşekkürler değerli dostlar. Teşekkürler cumhuriyetin aydınlık yüzleri. Teşekkürler yurtsever arkadaşlarımız. İyi ki varsınız.