Uzun bir aradan sonra tekrar Ajans Pazar okurlarına merhaba.
Bu gün sevgi üzerine yazmak istedim. Günümüzde birçok olumsuzlukların, kötü sözlerin altında yatan SEVGİSİZLİK.
“Sevgi, kişiyi diğer insanlardan ayıran duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, insanın içindeki etkin güçtür.”
Her sanat dalı için nasıl ki disiplin, odaklanma ve sabır gerekir ise, ustalaşma da, bir çocuğun yeni yürümeye başladığı evredeki gibi düşe kalka ama denemekten asla vazgeçmemekle elde edilir.
Sevmek de, sevme ve sevilme eyleminin birlikte anlam kazandığı bir sanattır. Hatta diğer sanat dallarından daha çok emek iç görü ve anlayışlı olmayı gerektirir. Sevginin bir ustası, bir yol göstereni yoktur. Kişinin tek başına öğreneceği bireysel bir deneyimdir.
Sevme Sanatının, diğer sanatlar gibi bir metodu, kuralları, kesin tanımı yoktur. Sanatın nasıl ve hangi araçlarla icra edileceğini anlatan bir kitap ve reçetesi yoktur. Ama sevgi nedir, sevmeyi öğrenebilir miyiz diye sorarsak evet. Sevgi öğrenebileceğimiz bir sanattır. Kendini sevmeyen kimseyi sevemez.
Tüm sevgi çeşitleri içinde en temel sevgi kardeşlik sevgisidir. Kardeş sevgisi ile bir başka insana gösterilen sorumluluğu, ilgiyi, saygıyı, onu tanımayı, onun yaşamını sürdürmesini İstemeyi öğrenir insan. Kardeşlik sevgisi tüm insanları sevmektir ve tek kişiye ait olmaması en büyük özelliğidir.
Komşusunu kardeşini sever gibi, kendini sever gibi severse tüm insanlıkla birleşme, dayanışma, paylaşma olur.
Eğer sevme yeteneğimi geliştirmişsem, (insan) kardeşlerimi sevmekten alamam kendimi.
Kardeş sevgisi, hepimizin bir ve aynı olduğu düşüncesine dayanır. Hüner, zekâ, bilgi farklılıkları tüm insanlardaki ortak insanlık özünün yanında önemsiz bir ayrıntıdır.
Eğer bir insana, dıştan düz bakışla bakacak olursak bizi birbirimizden ayıran farklılıkları görürüz. Ama özüne iner iç dünyasına ruhuna bakabilirsek kardeş olma gerçeğimizi buluruz.
Kardeşlik sevgisi eşitler arasındaki sevgidir. Ne var ki, gerçekte eşitler olarak dahi her zaman «eşit» değilizdir. İnsan olduğumuza göre hepimizin yardıma gereksinimi vardır. Bu gün bana, yarın sana.
Birinden aldığımız yardım gereksinimi, birinin çaresizliği, diğerininse güçlülüğü anlamına gelmez.
Çaresizlik geçici bir durumdur, yaygın ve sürekli olan durum kişinin iki ayakları üzerinde durup yürüyebilmesidir.
Çaresiz, yoksul ve yabancı birisini sevmek kardeşlik sevgisinin ilk adımıdır. Kişinin kendi canından, kanından olanı sevmesi pek büyük bir başarı değildir.
Çaresiz kişi, yaşamı ona BAĞLI olduğu sürece efendisini sever. Siyasiler bunu çok iyi kullanır.
Bir amaca yönelik olmayan sevgide ancak, gerçek sevgi açılıp, gelişir.
İnsan çaresizlere beslediği sevecenlikle kardeşleri için sevgi geliştirmeye başlar. Kendine severken yardıma gereksinimi olan zayıf, tedirgin, güvenlik içinde olmayanları de sever.
Acıma duygusu, tanımayı ve öbür insanları kendinle bir sayma gibi ögeleri de içine alır. İnsan acıma, bilme ve tanıma unsurlarını içinde taşırsa DÜNYA ADIL, EŞİT, SEVGİ DOLU, PAYLAŞIMCI, KİMSENİN ÖTEKİLEŞTİRİLMEDİĞİ MUTLU, İNSANLAR DÜNYASI OLUR.

Güzel ve içten paylaşımınız keyif verdi okurken . Sevgi içsel olduktan sonra hayatta aşamayacağımız hiç bir şey olmaz . Sevginin dini , ırkıda olmaz . Tıpkı Femin&art ailesininin tüm dünya sanatçılarını sevgi ile bir araya toplaması bunun en iyi kanıtıdır . Sizi kutluyorum .. Sevgimle .