Ülkenin durumu evlere şenlik! Son günlerde yaşadıklarımıza akıl sır ermiyor! Dizi film bekler gibi organize suç örgütü liderinin videosunu bekliyorum. Anlatılanları ağzım açık izliyorum. Venezüella, Kolombiya, Lapseki limanı, pudra şekeri, kokain, eroin, köfteciye ve marinaya çökme sözcükleri havada uçuşuyor! Haber saatlerini ve tartışma programlarını hiç kaçırmıyorum. Sedat Peker'i takip etmeye başladım. Yazdıklarını anlamlandırmaya ve yorumlamaya çalışıyorum. Tuz koktu desem yetmez bu olanları açıklamaya.
Siyasetçilerin gemi ve liman sevdasının nedenini anlayamamıştım. Şimdi her şey yerli yerine oturdu. Binali Yıldırım’ın oğlunun gemi filolarını kıskanmadım değil! Bu genç yaşta bu servet kıskanılacak gibi! Servetin kaynağını merak etmiyor değilim.
Siyasetçilerle, organize suç örgütü liderlerinin yanyana fotoğrafları ve ilişkileri akıl alır gibi değil. Dahası bu kişilere izin verilerek ve desteklenerek mitingler yaptırıldı Rize de. Nasıl bir ülke olduk? Televizyonlar da ki mafya dizileri bu günlere hazırlık için mi yayınlanıyordu? Bir şeylerin değişmesi ve bu çirkin ilişkilere son verilmesi gerekir Kolombiya, Venezüella gibi uyuşturucu imalatı ve ticareti yapan ülke durumuna mı geliyoruz. Düşüncesi bile korkunç. Adalete inanmak ve güvenmek istiyorum. Hala umudum var!
Çay sorununu yıllarca yaşıyoruz da bu sezon yaşadıklarımız en kötüsü. Hükümetin tarım politikaları, ithalat destekli. Üretimi artırmak ve üreticiyi desteklemek gibi bir politikası yok. İnsanlarımız bunu anlamak istemiyor ve siyasetçilerin boş vaatlerine kanıyorlar.
AKP hükümeti, her zaman olduğu gibi sermayeyi destekliyor. ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulamasının amacı özel sektörü desteklemek.
Toplumda yanlış bir algı var: ÇAYKUR, kamu iktisadi teşkilatıdır. Özerk değildir. Hükümetin politikalarını uygulamak zorundadır. Kendi başına karar alıp uygulama özgürlüğüne sahip değildir.
Üreticiler, ilk defa seslerini yükselttiler ve hak aramaya başladılar. Bu çok güzel bir gelişme. Çay yasasının çıkması ve üreticinin emeğinin sömürülmemesi için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Çay sorunu partiler üstü ve ekmek davasıdır. Herkesin ekmeğine sahip çıkması gerekir.
Bu süreçte çay üreticisinin yanında muhalefet partileri var. Milletvekillerimiz nerede? Neden üreticinin yanında değil? Onları meclise bizi temsil etmeleri için gönderdik ve vekâlet verdik. Kimlerin yanında olduklarını görmek istiyoruz. Sorunlarımız da bize yardımcı olmayanlar bizim temsilcimiz değildir.
Tüm bu sorunlarımıza ve yaşadıklarımıza inat umutla bakın geleceğe.
Sağlıkla kalın.........