KÖPEKLER
Bir köye girdiğinizi köpek havlamalarından anlarsınız. Uzaklardan sesleri duyulur önce. Sonra havlayarak karşılarlar sizi. Korktuğunuzu belli etmezseniz, ya da ürkütmezseniz onları zararı dokunmaz size. Köy içine dek eşlik ederler.
Köpekler, sadık hayvanlardır. İnsanların en iyi arkadaşıdırlar. Özellikle çobanların, sürü sahiplerinin can yoldaşıdırlar. Kendilerine emanet edilen sürüyü canları pahasına korurlar. Sahipleri için gerektiğinde canlarını verirler.
Köpeklerin yaşamları çok kısadır. Belki de bu, onların tek hatasıdır.
Köpeklerle ilgili atasözlerinden ve deyimlerden örnekler vereyim:
Ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır. Kişiler sahip olacakları kötü şeyi, görünüşte iyi şeye benzetiyorsa iyi olan şeyin değerini unutur. Ancak sonrasında çok pişman olacaktır. Seçimlerde bizleri yöneteceklerdi iyi seçemezsek sonradan pişman oluruz.
Akılsız iti (köpeği) yol kocatır. Akılsız köpek, nereye gideceğini bilmeyerek nasıl yollarda boş boş dolaşıp yorulursa, belli bir amaç gözetmeden, boş yere yorucu işlere giren kişi de yaşamını, hiçbir başarı gösteremeden tüketir, harcar. Corona günlerinde bunu somut olarak görüyoruz.
Baka baka öğrenilseydi köpekler kasap olurdu. Hiçbir şey yapmadan sadece bakmakla öğrenilmez. Bir şey ancak yapa yapa öğrenilir.
Çok havlayan köpek ısırmaz. Karşısındaki bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse, sıra eyleme gelince durur, bir saldırıda bulunmaz. Sürekli bağırıp çağıran insanlara çok sık rastlamaktayız.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer. Herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyler vardır. Bunları kötüleyen, bozan kişi, artık bulunduğu yerde barınamaz. Kutsal bilinen şeylere dil uzatan kişi, bunun bedelini bazen canıyla öder.
İtin (köpeğin) duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı. Aşağılık kimsenin değerli bir şey istemesi mümkün değildir. O, sadece midesini düşünür. Böyle birinin duası kabul olsaydı, dünya çekilmez olurdu. Corona günlerinde bunu önerenleri görmekteyiz.
Köpeğe gem vurma kendisini at sanır. Kendisine değerliymiş gibi davranılan değersiz kimse, bu davranışımıza bakarak, kendinde bir değer varmış kanaatine varır, öyle davranmaya başlar.
Köpek ekmek veren (yediği kapıyı) tanır. İyiliğe iyilikle karşılık vermek ve bize iyilik yapana hiç değilse güleryüz göstermek insan olmanın zorunlu bir sonucudur. Yapılan iyilikleri unutmak vefasızlık göstermek çirkin bir davranıştır. Köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder. İnsan bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır.
Köpeksiz sürüye (köye) kurt dalar (iner). Gerek yerleşim alanlarında, gerekse ülkenin genelinde güvenlik ve huzuru sağlayan özel görevliler bulunur. Ordu ve polis, iç ve dış güvenliği sağlar. Koruyucusuz ulusa, bekçisiz ülkeye düşman saldırır.
Kurban (bayram) etiyle köpek (it) tavlanmaz. Hayatımızda oluşan bir rastlantının getirdiği geçici iyi durumlar, beklenenden daha fazla gerçek iyiliği sağlamaz. Durup dururken oluşan iyi şeylerden çıkar gütmemeli, bu getirilere güvenerek yol alınmamalıdır.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur. Güçlüyken herkesin kendisinden çekindiği kimse gün gelir gücünü yitirince, güçsüz ve aşağılık kimselerin oyuncağı olur. İnsan düşmeye görsün; döküntü insanlar onu alaya alır, her vesileyle küçümserler.
Nasipsiz köpek kurban bayramında köy dışında bulunur. Bir kişinin basireti bağlanmış, kısmeti kapanmış ise ona yapılacak hiçbir çözüm yoktur. Etrafında ne kadar bolluk ve bereket olsa, çok çok dünya malı dolansa, ona denk gelmeyecek, yakınından bile geçmeyecektir. Kişilerin şansı kapandığında çırpınması, çaba göstermesi hiçbir anlam ifade etmez.
Ürümesini (ürmesini) bilmeyen köpek (it), sürüye kurt getirir. Ölçülü, yerinde ve hesaplı konuşmasını bilmeyen kimse, durup dururken başına dert açar ve çevresindekiler için tehlikeli bir durum meydana getirir. Beceriksiz kimseler iyilik yapayım derken zarara yol açarlar. Konuşmasını bilmeyen, ulu orta laşar eden kimseler, çevrelerindekileri güç durumda bırakırlar.
Ürüyen (havlayan) köpek ısırmaz (kapmaz). Bağırıp çağırmakla başkalarını korkutmak isteyen kimseden saldırı beklenmemelidir. Saldırma gücünü kendinde bulsa gürültü, patırtı kopartmaz.
Aç köpek fırın deler Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder.
Akılsız köpeği (ahmak iti) yol kocatır. İyice düşünülmeden, tasarlanmadan yapılmaya çalışılan iş sırasında birçok sorun ortaya çıkar ve kolay bir iş bile zorlaşır.
Av köpeği avdan kalmaz Hazıra konmayı alışkanlık yapmış kimse her zaman bu yolu izler. Günlük yaşamımızda bu örneklere sıkça rastlıyoruz.
Azan kurda kızan köpek Belalı kişinin hakkından kötü kişi gelir.
Davetsiz yere kedilerle köpekler gider Bir yere çağrılmadan gitmek, kişiyi aşağılatan bir davranıştır.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur Durup dururken yaşama düzeyinde bir yükselme olan kişi, kendisinden şüphe edildiği gibi çalıp çırpıyor demektir. Yoruma gerek var mı?
Kurtla görüşürsen köpeği yanından ayırma Saldırgan biriyle karşılaşacak olan kişi, kendisini koruyacak önlemler almalıdır
Biraz da Köpekler İle İlgili Deyimlere göz atalım.
***hâline köpekler bile güler Çok kötü bir duruma düşenler için kullanılan bir söz.
***kedi ile köpek gibi Birbirleriyle geçinemeyen, anlaşamayan kimseler için söylenen bir söz.
***köpeğe atsan yemez “Çok kötü (yiyecek)” anlamında kullanılan bir söz. ***köpeğe hoşt, kediye pişt dememek Kendisine zarar verenlerden korunmak için en küçük bir tepkide bulunmamak.
***köpeğin ağzına kemik atmak Hakaret içerir. Karşı gelerek bağırıp çağıran birini susturmak için ona bir çıkar sağlamak.
Tarihe geçen köpek öyküleri bize esin veriyor. Bize, insanın en iyi dostunun, dayanışma ve sadakat gösterdiğini etkileyici bir biçimde anlatıyor. Öte yandan, bazı köpekler çocukların oldukça savunmasız olduğunu anlarlar. Bu nedenle, sadece çocuklara yardım etmek ve onları kurtarmak için kendilerini tehlikeye atarlar.
Köpekler bize her gün soyluluk dersi veriyor. Sadık, sevgi dolu ve neşeli yoldaşlardır. Bize çok az şey karşılığında her şeyi veriyorlar. Köpekler zamanın başından beri insanlara eşlik ediyor. Bazen hakkettikleri takdiri almasalar da, birçok önemli olayın tartışılmaz kahramanları oldular. Kimi zaman da aşağılamak ve hakaret etmek için de kullanılır. Namık Kemal bir ikiliğinde şöyle seslenir. "Muin-i zalimin dünyada erbab-- i denaettir köpektir zevk alan sayyad-ı bi- insafa hizmetten" ( Bu dünyada zalimlerin yardımcısı alçak kimselerdir. İnsafsız avcılara hizmet edenler köpektir.) Bundan daha açık ve daha net bir söylem olabilir mi?
Yazımızı bir öykü ile süsleyelim: Yaşlı adam kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı. "Onlar" dedi, "benim için iki simgedir evlat."
"Neyin simgesi" diye sordu çocuk.
"İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.
"Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
"Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?
" Bilge derin bir gülümsemeyle baktı torununa:
"Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o.
BİR KÖPEĞİN DOSTLUĞU, BİR DOSTUN KÖPEKLİĞİNDEN İYİDİR (Yılmaz Güney) Zeki BAŞTÜR Kaşlığı