Hemen her gün konuşmalarımızda sık sık kullandığımız, yinelediğimiz kalıplaşmış sözler vardır:
"İnsan ömrü çok kısa. Yaşadığımız her anı iyi değerlendirelim."
"Her şeye karşın, hayat yaşamaya değerdir."
" Yaşam, insana sunulmuş bir armağandır. Bize sunulan bu armağanın değerini bilelim."
" Sevelim, sevilelim
Bu dünya kimseye kalmaz".
Yaşam anlayışımızı, yaşama bakış açımızı bu sözlerle anlatır ve özetleriz. Söylemesine söyleriz de bunu ne denli uygularız?
Her saniye yakınacak bir durum, bir olay buluruz. Hava bulutlu olur. Yakınırız. Buluttan nem kaparız. Hava güneşli olur. Yakıcılığından yakınırız. Trafikten yakınırız, zamlardan yakınırız. Memur isek yöneticiden, işçi isek işverenden, evli isek eşimizden yakınırız. Yetmezse, tuttuğumuz takımdan, partiden, halk iktidardan yakınırız.
Denizin maviliğinden, kuşun kanat çırpmasından, bir çiçeği koklamaktan keyif almak varken yaşamı kendimize zindan ederiz. Yaşamın güzelliklerinin tadını çıkarmak yerine mutsuz olmayı yeğleriz.
Biz insanlar niye böyleyiz? Neden mutlu olmayı bilemeyiz? İnsan neden ayırdına varmaz bunca güzelliklerin? Yaşamak bu denli güzelken. İçinde yaşadığımız dünyayı yaşanılır hâle getirmek varken neden cehenneme çeviririz yaşamımızı?
En iyisi aşağıdaki anlatılan kelebekten kendimize ders çıkaralım, ibret alalım. Kelebek gibi özgür olalım
“Rüzgâr birgün öyle bir öfkeyle esmiş ki, önünde dans eden bütün kelebekleri başka bir yere savurmuş ama içlerinden sadece bir tanesinin bir kanadı kırılmış.
Diğer kelebekler hemen merakla kanadının tekini kaybeden kelebeğin yanına gelmiş.
Yaralı kelebek ne kızgın, ne de küskünmüş, aksine tek kanadıyla dansına devam ediyormuş.
Diğer kelebekler bu işe çok şaşırmış.
İçlerinden biri "Kötü niyetli rüzgâr kanadını kırdı ama sen ona bunun hesabını soracağına, halen dans ediyorsun. Dönüp iki kelime etmeyecek misin, öcünü almayacak mısın?" diye sormuş.
Kelebek hiç aldırış etmeden cevap vermiş.
"Şu üç günlük ömrümü dans etmeyip de kötülere ayırırsam, hem bana, hem sevdiklerime, hem de dansa ayıp olur."
Tek kanadınız kalsa da, kötülere değil kendinize odaklanın dostlar.
Yazımı sevdiğim bir ozanın beğendiğim bir şiiriyle bitireyim:
YAŞAMAK BU KADAR GÜZELKEN
Söyle sevda içinde türkümüzü
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz
Yaşamak bu kadar güzelken?
İnsan dağlarla, bulutlarla bir
Aynı maviliklerden geçmiş
Bir insan nasıl ölebilir
Yaşamak bu kadar güzelken?
(Fazıl Hüsnü Dağlarca )
Gününüz güzel olsun dostlar.
