Leyla ile Mecnun, birbirlerini seven ama bir türlü kavuşamayan kara sevdalı iki gencin çileli öyküsüdür. Bu öykü pek çok ozan tarafından kaleme alınmıştır. En ünlüsü ise Fuzuli'nin kaleminden çıkan yapıttır.
Ozan Arzu Güler, yapıtında "Mecnun'suz Leyla olur mu? " diye sormuş. Ben yanıtını bulamadım. Anladığım kadarıyla bu şiirlerde geçen Leyla, ozanın kendisidir. Sorunun yanıti da kendisindedir.
Ozan Arzu Güler, bu yapıtında çocukluğunu, çocukluğunun geçtiği yerleri, gençliğini, öğretmenliğini, yaşamındaki olumsuzlukları anlatmıştır.
"Sobalı bir evde yer döşeğinde
Mart soğuğu bir akşam
Açmışım dünyaya gözlerimi "
( S.7)
diyerek doğduğu evi ve içinde yaşadığı koşulları anlatır.
Yaşama olumlu bakar. Onca çileye, sıkıntılara, olumsuzluklara karşın yaşama sevinci ile doludur.
"Eksilmeyen yaralara rağmen
Yüzümden gülücüklerimi eksiltmedim" (S.7)
Gönül kırmaktan, insanları incitmekten çekinir. Herkese olumlu ve hoşgörüyle yaklaşır. Tıpkı Yunus Emre gibi. Ne diyordu Yunus Emre?
"Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil "
Arzu Güler 'e de gönül kırmak ağır gelir.Hep alttan alır. Karıncayı bile incitmekten çekinir.
"Gönül kırmak ağır gelir
Ondandır alttan almalarım"
( S.7)
Çocuklarına bağlıdır. Her anne gibi çocuklarına adamıştır kendini. Onlar için süpürge etmiştir saçını.
" Her şeyi herkesi terk ettim
Tek gerçeğim
İki yavrum! İki gözüm!" ( S.8)
Dünya görüşünü, kimliğini de açık açık belirtir. Kendisini , "Sol yanı temiz sağı kirli
Doğuştan solcuyuz
Doğuştan devrimci! " ( S. 13) diye tanıtır.
Aydınlanmadan yanadır. Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı, cumhuriyet kazanımlarının yılmaz bir koruyucusudur. Cumhuriyet şiirinde aşağıdaki dizelerle dile getirir cumhuriyet kadını olduğunu.
" Dün coşkuyla bugün özlemle
Anılarla Cumhuriyeti
Yaşadık, yaşıyoruz sevgilim "
( S 24)
Bu özelliği onu soran , sorgulayan biri olmasına neden olur. " Hep ateşlerde yakacak, sevmiyor mu? diye düşünür ve annesine sorar:
" Söyle günah neydi anne?" (S. 12).
Leyla adlı şiirinde ( S.37) fiziksel güzelliklerinden de söz eder:
" Roman mahallesinin güzeli
Dünyada var mıydı eşi benzeri,"
dizeleriyle eşsiz bir güzelliğe sahip olduğunu anlatır.
Kimileyin simgelerle anlatır kendini. Küçüklüğünü, çocukluğunu Mimoza ( S. 43) şiirinde anlatır. Sarı saçlarını, sarışın hallerini mimozaya benzetir. Nisan ayında yol boylarını sapsarı yapan mimozaya.
Genç kızlığını ve kadınlığını ise Leyla simgesi ile özetler. Karşılıksız, çıkarsız bir sevgidir onunki. Tıpkı Leyla gibi. Her yerde, her şeyde o çıkar karşısına.
" Her gördüğünde Leyla
Her seste Leyla
Her gölgede Leyla!" ( S.47).
Bu dizelerde aynı zamanda bir sitem, bir beddua da sezilmektedir. Leyla, ucuz ama kaliteli bir şarabın da adıdır. Leyla 'yi ucuz bir sarap gibi görenlere ah eder, beddua eder, sitem eder.
Güncel konulara da duyarlıdır. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesine, çocuk gelinlere duyarsız kalamaz. Sessiz Kadınlar ( S.51) ve Dünyam Kız Çocuklarım( S.57) şiirlerinde çocuk gelinlerin çığlığını yansıtır; akraba evliliğinin sakıncalarını anlatır.
Zaman ( S. 9) adlı şiirinde,
" Kim demiş yalnızım diye" sorusunu yöneltmiş okuruna ama yanıtını yine kendi vermiş. Aslında yalnız olmadığını, evinde, okulunda duvarlara sinmiş anıların, emek verdiği öğrencilerinin, yazdığı şiirlerin kendisine eşlik ettiğini, yalnız olmadığını anlatır.
Ayrıca , " Kim demiş yalnızım diye" dizesini her bölüm başında yineleyerek şiire müzikal bir özellik katmış. Bana Orhan Veli'nin " İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı" şiirini ve dizesini anımsattı.
Renkleri de çok kullanır ozan. Sözcüklerle resim yapar, tablo oluşturur adeta. Renkli kişiliğinin yansımasıdır, anlatımıdır bu renkler.
" Bir de gözleri mavili yeşilli",
"Akşam kızılı "( S.10)
" Çokça mavi mor
Azca kırmızı beyaz alası " ( S. 14)
" Bir duvağın altında
Periler kadar beyaz açtım
" ( S. 14).
Şiirlerinin dikkat çeken bir özelliği de biyolojik terimlere, tıp terimlerine çokça yer vermesidir. Bentik şiirinde ( s.13( Lenf, kılcal damar, aort, kalp, hücre gibi terimleri
sıkça görürüz. Bunda yıllarca biyoloji öğretmenliği yapmasının büyük etkisi vardır. Öğretmenlik mesleğini sevdiğinin, içselleştirdiginin bir göstergesidir.
Tezat sanatından da yararlanır:
" Ya o bir dargın bir barışık hallerin" ( S. 43).
Şiirlerinin tümünü serbest türde yazmış. Uyaklardan çok yinelemeler ve ikilemelerle ahenk katmış şiirine. Renklerle boyamış, söz sanatları ile süslemiş şiirlerini.
Aradığı aşkı bulamayan, bu nedenle zaman zaman karamsarlığa düşen, içindeki Leyla'nın öldüğüne inanan bu ozanın yapıtını mutlaka okumalısınız. Yaşanmışlıkların tümü gerçektir. Yaşamın ta kendisidir.
Çıkarsız, karşılıksız, içten ve doğal bir aşkın ardından koşan bu duyarlı ozanı yürekten kutlarım. Okuyunca sizlerin de beğeneceğinizi umuyorum.
Kalemine ve yüreğine sağlık Arzu Güler.