Yankı ve yansıma sözcüklerini çok severim. Sıradan sözcükler değildir onlar. Doğanın kendisidir. Doğayı tüm gerçekliği, tüm çıplaklığı ile anlatırlar bize.
Önce gerçek anlamlarıyla tanımlayayım. Nedir yankı? Sesin bir yere çarparak az bir süre sonra geri dönmesiyle işitilen ikinci sestir yankı. Ses dalgalarının, sert bir yüzeye çarpıp kaynağına geri dönmesidir.
Bir de mecaz anlamına bakalım: Bir olayın toplumda uyandırdığı, yol açtığı olumlu ya da olumsuz tepkidir. Bir olgunun çevrede uyandırdığı, duygu ve düşüncedir.
Örnek bir tümcede kullanayım:
"Olayın yankıları birkaç gün sürdü."
Bir çocuğun eline mikrofon verilmesi, İstanbul'da kar yüzünden ulaşımda güçlükler yaşanması, Samsun'da Atatürk Heykeli'ne yapılan saldırı, Isparta kentimizin günlerce karanlıkta kalması vb. olaylar, toplumda geniş yankılar uyandırdı.
Yansıma ise, ses kaynağından çıkıp yayılan ses dalgaları sert bir yüzeye çarptığında doğrultusunu ve yönünü değiştirmesidir. Size geri dönerse yankı, yön değiştirirse yansıma olur.
Son yıllarda siyasetin dili çok kirlendi. Birbirlerine ağza alınmayacak sözler, aşağılamalar kullanmaktan sakınmıyorlar. Birinin söylediğine verilen yanıt daha acımasız ve daha ağır oluyor. Bir yarıştır gidiyor. Bu durum, halkta olumsuzluklar yaratıyor.
Halk yorgun. Halk umarsız. Yapılan zamlar, gelen faturalar, elektrik ve doğalgaz kesintileri sonucunda halk ne yapacağını bilemez durumda. Halk, yönetenlerden sorunlarına çözüm beklerken bu nefret söylemlerinden bıkmış, usanmış durumda. Sonunda herkes birbirine karşı öfkeli, sevgisiz ve acımaz.
En iyisi duygu ve düşüncelerimi bir öykü ile anlatmak.
Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış.
Birden oğlan takılıp düşüyor ve canı yanıp “AHHHHH” diye bağırıyor. İleride bir dağın tepesinden “AHHHHH”diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.
Merak ediyor ve “SEN KİMSİN?” diye bağırıyor. Aldığı yanıt;
“SEN KİMSİN?” oluyor.
Aldığı yanıta kızıp
“SEN BİR KORKAKSIN” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses;
“SEN BİR KORKAKSIN” diye yanıtlıyor.
Çocuk babasına dönüp
“Baba ne oluyor böyle?” diye soruyor.
“OĞLUM” diyor adam:
“DİNLE VE ÖĞREN!” ve dağa dönüp “SANA HAYRANIM!” diye bağırıyor. Gelen yanıt “SANA HAYRANIM!” oluyor.
Baba tekrar bağırıyor;
“SEN MUHTEŞEMSİN!”
Gelen yanıt “SEN MUHTEŞEMSİN!”
Oğlan çok şaşırıyor, ama yine ne olduğunu anlayamıyor.
Babası açıklamasını yapıyor,
“İnsanlar buna YANKI” derler. Ama aslında bu “YAŞAM”dır. “Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla şefkat istediğinde daha fazla şefkatli ol!
Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sende daha sabırlı olmayı öğren.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.”
” Yaşam bir rastlantı değil, yaptıklarınızın aynada yansımasıdır.”
Öfke ve nefret dilini kullananların bu öyküden ders çıkarması dileğimle...