Ben, dostlarım Ali Doğan ve Halil Azaklı İle Beyoğlu’na 10 Ekim Gar Katliamı Belgeselini ilemeye gitmiştik. Bu arada uğradığımız Yeşilçam Cafe’de emektar sinema oyuncusu İhsan Gedik’le karşılaştık. Çay davetimizi kabul etti. Kısa tanışmadan sonra kendimizi 1960'lı yıllardan başlayan bir sohbetin içinde bulduk. 60’lı yıllardan itibaren yaklaşık bine yakın filmde rol aldığını, özellikle de "kötü adam" karakterleriyle tanındığını söyledi. Ancak, sektördeki değişiklikler ve yeni jenerasyonun farklı tercihlerinden dolayı, son yıllarda sinema projelerinde yer alamadığını ifade ederken "Bizi tamamen dışladılar, iş vermediler." Diye sinema sektörüne kırgınlığını ifade etti.
Gedik, emeklilik şansını yakalayan sinema emekçilerinden biri. Ancak aldığı maaşla geçimini sağlamanın mümkün olmadığını, sinemadan uzaklaştıktan sonra anılarını topladığı kitabını Beyoğlu'nda satarak sağladığını söylüyor. Bu süreçte, eski yapımcıların ve oyuncuların birbirlerine yeterince destek olmadığını belirterek, sektördeki dayanışma eksikliğine dikkat çekiyor.
İhsan Gedik'in sinema kariyerine başlangıcı da oldukça ilginçtir. 1963 yapımı "Yavaş Gel Güzelim" filminde, teknik ekipte çalışırken bir rolü üstlenemeyen arkadaşının yerine geçerek oyunculuğa adım atmıştır. Bu deneyim, sinemadaki kariyerinin başlangıcı olduğunu söylüyor.
Gedik, Of’lu olduğunu orada kimsesinin kalmadığını ve uzun yıllardır Of’a gidemediğini söyledi. Sinema sektöründen uzaklaştıktan sonra Samsun'da bir süre kahvehane işletip ailesini geçindirdi. Eşiyle tanışma ve evlenme sürecinde, Fatma Girik'in kendisine büyük destek olduğunu ve nikâhlarını kıydığını söylerken gözleri parıldıyordu.
Şu an itibarıyla, Gedik'in Üsküdar’da oturduğunu her gün Yeşilçam Sokağı’na geldiğini sektörden dışlanmış hissettiğini ve geçimini kitap satarak sağladığını ifade etti.
