Pazar bölgemizin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Pazarlı olan, Pazar’da yaşayan herkes bunu bilir. Aynı zamanda geçmiş dönemde adlarını saymaya gerek görmediğim Rize’nin birçok ilçesi Pazar’a bağlıydı. Bu ilçeler, bürokratik işlerini, sosyal, kültürel ve ticari faaliyetleri için ilçemize gelirlerdi.
İşin doğası gereği zaman içerisinde Pazar’a bağlı bu yerleşim yerleri ilçe statüsü kazandı ve hızla gelişerek bugün her alanda Pazar’ı geride bıraktı. İlçemiz Pazar ise geçmişteki yanlış yönetim anlayışları nedeni ile oluşan çarpık kentleşme sonucu bugün yaşanılması zor olan bir ilçeye dönüştü.
İsterseniz şimdi Pazar’da yaşamayı zorlaştıran sorunlar nelerdir? Onlara bir bakalım.
Bu sorunların başında uzun yıllardan beri süregelen yanlış imar uygulamalarının sonucu oluşan çarpık kentleşmenin oluşturduğunu söylersek yanlış olmaz sanıyorum. Bir başka sorun ise alt ve üst yapı. Yine bir diğeri, aşırı kazanç hırsına dayalı ticari faaliyetler. Sosyal ve kültürel faaliyetlerin giderek azalması vs. vs. diye sıralayabiliriz.
Aslında dikkat çekmek istediğim esas konu, kadim ilçemizin bugün karşı karşıya kaldığı sorunlarına acil çözümler üretip siyaset üstü bir anlayışla müdahale edilme ihtiyacıdır.
Açıkça belirtmek isterim ki, bu yazıyı kaleme almama neden olan konu İlçede bir süredir çeşitli şekillerde dillendirilen kentsel dönüşüm çalışmalarıdır.
Tahmin ediyorum ki Pazar’ın çok acil olarak kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğuna herkes hemfikir,
Ben de ilçemizde kentsel dönüşümün çok acil olarak başlatılmasından yanayım.
Ancak, kentsel dönüşümden ne anladığımız çok önemli.
Pazar’da kentsel dönüşüme gidilirken amacımız eskimiş, harabeye benzeyen binaların yıkılıp yerine rantı ön plana çıkaran daha çok katlı binalar yapmak mı, yoksa yeni yaşam alanları yaratan kent anlayışı mı? Öncelikle bu soruların cevabını vermemiz gerekiyor.
Bazı kaynaklardan edindiğim bilgiler, Pazar’da kentsel dönüşüm adı altında bir çalışmanın başladığını, hatta ilgili kurumlar düzeyinde çeşitli girişimler yapılarak belli adımların atıldığını şeklinde.
Yine edindiğim bilgiler kentsel dönüşümün, İlçemiz imarının 882 ada 40 parselinde 2560 metre kare arsa üzerinde iş hanı olarak belediyece inşa edilen taşınmazdan başlayacağı yönünde.
Bir başka bilgi ise daha önceki ve şimdiki belediye yönetimlerince toplam 241 adet bağımsız bölüm(dükkân) dan 154 tanesi şahıs ve sivil toplum kuruluşlarına satılmış olup belediye envanterinde 87 adet bağımsız bölüm(dükkân) kalmış olduğudur.
Yanı iş hanının %58.5 i satılmış ve geriye belediyemize %41.5 i kalmıştır.
Yine edindiğim bilgilere göre, bina ile ilgili ‘mail-i inhidam raporu’ düzenlenmiş ve yıkım kararı verilmiştir. (3194 sayılı imar kanununun 39. maddesi ile belirlenen ‘mail-i inhidam durumu raporu’ kendiliğinden yıkılarak telafisi mümkün olmayacak mal ve can kaybına sebep olabilecek binalar için düzenlenmektedir.)
Şimdi edindiğim bu bilgiler ışığında kamu yararını gözeterek soruyorum;
Söz konusu belediye iş hanı binası ile ilgili, belediyenin karar organları olan belediye encümeni ve belediye meclisince bu konuyla İlgili hiçbir karar alınmaksızın anılan bina kentsel dönüşüme tabi tutularak çalışmalara başlandığı, doğru mudur?
Ediğim bilgilerdeki iddiaya göre, binadaki belediye hissesi olan 87 adet dükkân yanı % 41.5 hissesinden feragat edilerek, diğer hissedarlar olan kişi ve sivil toplum kuruluşlarına terk edileceği şeklindeki iddialar doğru mudur?
Yıkımı daha acil gerektiren başka binalar varken söz konusu bina öncelikli olarak neden tercih edilmiştir?
Kamuoyu kentsel dönüşümü başlatacak olan kurumlardan bu soruların cevabını beklemektedir.