Tolikço nun karşısında Vardevor de odun istisali yapıyoruz ikisi de rahmetli oldu kardeşim Osman ve Yusuf Çakır,
Mikrun de bir kına akşamı var ve oraya gitmeyi kardeşim çok istiyor, ben gidemeyiz dedim hem vakit geç oldu hem de düğüne gidecek durumda değiliz dağda çalışan insanlarız bir hazırlığımız yok, baktım Yusuf abi yanıma geldi
-Yaşar bende düğünleri pek sevmem amma Osman çok istiyor hadi hep beraber gidelim kırma bizi, deyin ce tamam gidiyoruz dedim ve biz yola duştuk,
Daha baluk geçmeze gelmeden gün bitti karardı her taraf, el feneri yeterli değil pil bitmek üzere, güç bela düğün evine vardık arkadaşlar ile sarmaş dolaş horona gırdık, bizi gören horoncu hemen gel bana fora dedi kimsede ses yok,
Kardeşim bir tarafımda Yusuf bir tarafımda, kulağıma ilk ses geldi
Osman dan ve şu sözler takibetti arkasından.
Akşamdan yola çıktım
Işık vermez fenerim
Yolda duran taşlara
Hep çarptı ayaklarım
Kınama gelmiştiler
Dersin ağabeylerım
Bacı git güle güle
Mutluluklar dilerum.
Bir hayli horon oynadıktan sonra yan taraf ta ki bir odaya çağırıldık içki masa si hazır, fakat Yusuf abi kendine verilen kadehi bir büyükçe su bardağına dolduruyor, hayırdır abi ne yapıyon dediğimde – Yaşarum yemek yemişim bu vaziyette bu içki bana bişey yapmaz sabaha karşı kahvaltı yerine bunu vururum deyip dolu bardağı kapı başında ki boş yere koyar, ve kıvrılır bir kenara uyumaya çalışır, eee bizde de fırlama az değil ki, hemen biri uzanır bardağa uşakler bunu ben içeyim bari burde durmesun demesiyle Yusuf abi de gözler açılır hooopppp ne oluyor beee dokunma o benum sabah kahvaltım olacak der.
Yusuf abi Hacı Bekir den emekli hiç evlenmemiş kendini içki ve kumara vermiş yalnız yaşamayı seven biri, Kardeşim Osman onunla çok iyi geçinen ve onun mazisini en iyi bilenlerden ona yazdığı 24 dörtlük tan oluşan şiirini bir gün bur da paylaşacağım her ikisini de rahmetle anar nurlar içinde uyusunlar derim ve yine kardeşimden bir şiir le vedalaşmak isterim bu cebinden çıkan son şiiri idi.
Nesine sevineyim, Dünya öyle fani ki
Acep kaç kişi kalmış, Dönüp geri bir bak ki
Çaresi bulunmayan , Dertler okadar çok ki
Azrail başucumda, Ölüme çare yok ki
Senin ölümün acı, Mühim değil benim ki
Seni herkes anacak, Beni de dostlar bel ki
Senin mezarın mermer, Diken sarmış benim ki
Sana gül getirirler, Bana da rahmet bel ki…Osman ÇALİK
Biz şiirlerimizi bir birimize yazardık ve dağda mola verince yanıma oturur hadi abi der ve bir dörtlük o derdi bir dörtlük ben ikimizin de gözünden yaş gelince, yine o derdi ki abi kalk işbaşı ağlama zamanı değil, ne güzel insandın kardeşim çok özledim çokkkk.. Yaşar ÇELİK..08.01.2014
HER İKİSİNİ DE RAHMETLE ANİYORUM
Yusuf ÇAKIR in yaşam hikayesinden ortaya çıkan şiir. 1985 yılında kardeşim Osman ile beraber odunculuk yaparken, Tolikço de ki kartal yuvasını andıran çadırlarında yaşananlar, azda olsa anlatmaya çalışayım, Bir kayanın üstüne yapılan baraka naylon ve kızılağaçtan ibaret aşırı çok olan fare den savunmak için yiyecekler teneke kutularda saklanmak zorunda, yatarken her yer kontrol edilir akreplerden arındırılır, olan malzemelerin genelde son kullanma tarihi en az 3 yıl geçmiş peynir felaket kokar fasulyeler adeta güve yatağı her yerinden delik,
Koltuk yerine şaimoğ çayırı sigara Bafra 50 cm uzunluğunda çencği den ağızlık, kapısı kırık yan tarafı hararetten eğik kuzine (PİLİTA) onun da pas almaması için soba boyası yerine zeytin yağı. Cilası Her yağmur yağdığında akıtan çatı ile sabahlara kadar mücadele,
Şimdi gelelim Osmanin Yusuf a yazdığı şiire…
Hatice İbrahim Ana Babası
Bin dokuz yüz otuz altı künyesi
Hiçbir gün olmamış mutlu rüyası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Osman yazar, olursa bir hatası
Bağışlayın çoktur derdi çilesi
Mutluluktur herkese temennisi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Şehirden ayrılmış köye sevdası
Yaylası, Ayderı, odun haftası
Tolikço karşisi kartal yuvası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Seksen beş nisan i ışın esası
Kızıl ağaçtandır lambir tahtası
Şaimoğ çayiri koltuk markası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
On dört numaradır gazlı lambası
Henüz üç senelik tavuk çorbası
Ay çiçek yağından soba cilası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Beyaz naylondandır mutfak kapısı
Avrupa çuvalı sağlam çatısı
Tenekedir fareden savunması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Zeytin yağı tenekesi şarkum turşisi
Bu dağlar bu dağlar dayma türkisi
Burnumu yakıyor peynir kokusi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Yetmişlik cebinde odun atması
Kara lahanayı ayıklaması
Kabe lobiyasi güve dolması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Gece on iki de yemek yemesi
Sessiz sessiz ayakta çay içmesi
Çencği ağızlığı Bafra yakması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Köşe bucak fare fiskoslaması
İkisi yok yalnız gelir su sesi
Meyhane kahvede kalmış kesesi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Acı olur dostun soruşturması
Yok kimi kimsesi bekar dünyası
Gündüz gibi geçer gece rüyası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Olsa idi bari çemşır kepçesi
Bir çeyrek ekmektir tek bir lokması
Gece de bir siter odun yakması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Tüm gençliğe Yusuf un temennisi
Kumar içki olmasın hiç hevesi
Kör kuşun da olsun mutlu yuvası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Olur ya boşlukta yıldız kayması
Çağlayan nehir in boşa akması
Dünya ters dönmezse boşa çabası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Henüz daha toyken sevda kurması
Ankara ya surdu başlık parası
Acı haber geldi bülbül uçması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Geçip İstanbul a mesken kurması
Telli baba da yetmişlik kırması
Yıllarını yedi bir Rum yosması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Acı bağın hep meyvesiz kalması
İncecik bir sesin baba demesi
Ömründe tatmamış evlat sevdası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Ermemiş murada yok ki edası
Aşlamamış fidan olsun meyvesi
Sanki çok mu geçtir yuva kurması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Olmuş Hacı Bekir in baş ustası
Ne ustası yetmişlik konpostosı
Maydanozu gül diye koklaması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
İş elbisesiyle üç gün gütmesi
Kibrit almış gibi geri gelmesi
Merdiven köşesi onun masası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Herkes ister olsun mutlu yuvası
Ol masaydı içki kumar davası
Ikbalsız doğurmuş onu anası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Yetmiş dokuz sigorta emeklisi
Üç ayda bir çıkar tahin hissesi
Saçlara ak düştü çöktü bünyesi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Yıllar geldi geçti karı çilesi
Memlekete geldi kalmış annesi
Emsalları gitmiş gelmiş sırası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Defterimin artık bitti sayfası
Osman olmuş Yusuf un baş belası
Hele bir de hayatı anlatması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası…Osman ÇALİK…
Bu iki güzel insan ile beraber o günleri yaşadığım için kendimi çok şanslı sayıyorum, Yusuf ağabey derdi ki –Hay koca Çaloğlu Yaşar sen gelince çadır şenlenir dağ başka bir güzelleşir,
O iki güzel insana Tanrı dan rahmet diler anıları ile avunmaya çalışıyorum, sizi çok özledim nur içinde uyuyun…Yaşar ÇELİK…08.01.2014