Bu yazıma yılın 364 günü hatırlanmayıp, sadece ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ne sıkıştırılan bir konuyu gündeme taşıyarak başlamak istiyorum. İsterseniz önce genel bir değerlendirme yaparak başlayalım.
Hepimizin bildiği gibi hangi konu olursa olsun elinizde doğru ve sağlıklı veriler yoksa sağlıklı değerlendirme yapma şansına sahip olamayabiliyoruz.
Evet, Türkiye’nin en büyük sorunu haline gelen hatta toplumun kanayan yarası haline dönüşen ve sorunun yılda bir kez hatırlanıp ertesi yıla kadar sumen altı edilen atanamayan öğretmenlerin sorunlarını, feryatlarını gündeme taşımaya çalışırken çözüm önerilerini de sunmaya çalışmak istiyorum.
İnanın ki; ülkemizin kronik sorunu haline gelen ve atanamayan öğretmenler olarak dile getirilen bu sorunla ilgili somut bilgilere ulaşmak bile bir sorun haline geldi. Durum böyle iken yine de internet üzerinden konu ile ilgili araştırmalar yaptığımda 2000 ile 2003 yılları arasında 70 bin civarında atanamayan öğretmen olduğu bilgisine ulaştım. Bu bilgilerin ne kadar gerçekçi olduğu konusunda net ve resmi verilere sahip olmasam bile ulaştığım verileri temel alarak sorunu gündeme taşımak en gerçekçi yol olduğunu düşündüm.
Yaptığım araştırmalar atanamayan öğretmenlerin sayılarının yıllara göre doğru orantılı olarak arttığı, 100, 150,200, 250, 300 ve 2013-2014 yılarında 350-400 bin sayılarına ulaştığı şeklinde. 2020’li yıllara geldiğimizde atanamayan öğretmen sayılarının daha karmaşık bir hal aldığını, sorunun daha da içinden çıkılamayacak duruma dönüştüğünü ve 600-700 binlere ulaştığını görüyoruz. Bu rakamların 2023 te 1 milyonu aşacağı tahmin ediliyor.
Atanamayan öğretmenleri kaygıları her geçen yıl daha da artarken 2021-2023 tarihleri arasında durumları ile ilgili ne düşünüldüğü bilinmezlikler oluşturmaktadır.
Bu noktada MEB ve YÖK’ün atanamayan öğretmenlerin sorunlarının çözümü ile ilgili bir planlamanın olduğu düşüncesiyle soruyorum:
-2021 tarihi itibariyle atanamayan öğretmen sayısı kaçtır?
-Bu atanamayan öğretmenlerin ne kadarı KPSS’ye girmiştir?
-Kaç öğretmen atamasının yapılması için MEB’e başvurmuştur?
-Bu öğretmenlerin yüzde kaçı atanmıştır?
-Etüt, kurs ve kolejlerde çalışan öğretmen sayısı ne kadardır?
- Atanamayan öğretmenlerin kaçı kadın kaçı erkektir?
-Atanamayan öğretmenlerden 10 yıldır bekleyenler var mıdır, varsa sayıları kaçtır?
-Gerçekten atanamayan öğretmenlerin ortalama bekleme süresi nedir?
-Atanma umudunu tamamen kesen öğretmenlerin sayısı kaçtır?
- Günlük işlerde çalışan atanamayan öğretmenler var mıdır?
- Atanamayıp intihar eden öğretmenler var mıdır? Varsa intihar eden öğretmen sayısı kaçtır.
-İntiharların yaşanmaması için ne tür psikolojik tedbirler alınmaktadır?
Yine; yaptığım bir araştırmada eğitim fakültelerinden yılda 200 bine yakın öğrencinin öğretmen olarak mezun olduğu şeklindedir.
Her yıl 20 bin ila 40 bin öğretmen atandığı gerçeğinden yola çıkarsak azalma değil artma olmaya devam edeceği açıkça görülmektedir. Bu konuda YÖK ne düşünüyor? Bu sorunla ilgili ne tür tedbirler alıyor veya almayı düşünüyor?
Bu soruları şöyle de sorulabiliriz; YÖK bu kronik sorunun farkında mı?
Sonuç olarak diyorum ki; bu sorunun çözümü tartışmaya açık olsa da, öğretmenlere 3600 ek göstergeyi bir an önce verip emeklilik süresini dolduran öğretmenleri emekli olamaya özendirmek ve bir defaya mahsus KPPS ye giren ancak atanamamış öğretmenlerin tümünün atanmasıdır.
Bu atamalardan sonra MEB ve YÖK’ün yapacağı planlama ile öğretmen yetiştiren fakültelerden ihtiyaçtan fazla öğretmen mezun etmemekten geçiyor.