Anahtar cümle “Nedir?” diye merak ediyorsunuzdur. Ben de duyduğum zaman günümüzü en doğru anlatan cümle olarak düşündüm ve sizlerle paylaşmak istedim.
Ülke gündemimizde çok çeşitli sorunlarımız var. Pandemi baş sırada, çünkü ölüyoruz. Bu salgını ciddiye almamız ve önlemlere uymamız gerekir. Babaannemin bir sözü vardı ve bize nasihat ederdi: ”Her şeyin çaresi var yavrum; ama ölüme çare yok.” diye. Diğer ekonomik gündem ekonomik sorunlarımız. Esnaf, işçi, günlük çalışan, işsizler, açıkla karşı karşıya. Bir tarafta ölüm, öbür tarafta açlık; ikilem arasında yaşamaya çalışıyorlar. Yaşamak denirse…
İşsizlik, çok önemli sorunlarımızın en önemlilerindendir. Genç ve üniversiteli işsizler çözüm bekleseler de umutlarını yitirmek üzereler. Gençlerimiz dış ülkelere göç etmek istiyorlar. Sorunlar yumak haline gelmiş ve çözüm bekleniyor! Sorun var da çözüm yok mu? Elbette var; eğer çözmek istersen!
İşsize iş, aşsıza aş bulamak sosyal devletin görevidir. Üniversitelerden mezun olanların bilgisi hükümette mevcuttur. Bu kişiler için iş sahaları yaratması gerekir. Yaratılamıyorsa, “Bunca üniversite neden açıldı diye?” sormak gerekir.
Devlet Planlama Teşkilatı diye köklü bir kurumumuz var. Bu teşkilat ülke yatırımlarını planlardı. Kapısına kilit vurduk ve plansız yatırım dönemi başlamış oldu. İhtiyaçlı ihtiyaçsız yatırımlar yapıyoruz.
Yap-İşlet-Devret diye bir model uygulamaya sokmuştu Turgut ÖZAL. Şimdi değişti; Devlet Garantisi Al-Yap-İşlet-Devret modeli uygulamada ve son hızla uygulama devam ediyor.
İhtiyaç varsa yapılsın, halka hizmettir. Ama devlet garantisi niye verilir? İhtiyaç varsa garantiye gerek var mı? Zaten işletici firma kazanır. Bu durumu anlayabilmiş değilim. Verilen garanti, İngiltere mahkemelerinde sorunlar çözülmesi şartıyla ve dolar üzerinden veriliyor. Türk Lirası değil de Dolar! Bizim mahkemelerimiz neden yetkili değil de İngiltere mahkemeleri yetkili? Ülkem adına utanç duyuyorum. Bu kabul edilemez bir durumdur.
Eğer yapılan hizmetler gerekliyse zaten yapan firmaya kazandırır. Gerekli değilse de yapan firma kazansın diye bakılıyorsa çok vahim bir durumdur. Devlet bu hizmetleri yapabilecek güçte ve yetkidedir.
Hazineden garanti verilen bu yatırımlara milyarlarca lira para ödenmektedir. Geçmediğim köprüye, kullanmadığım havalimanına para ödüyorum; birileri para kazansın diye.
Ülkemiz korona hastalığı ile mücadele ederken, parasızlıktan on beş gün kapatma uygulayamıyorsak, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir.
Esnafı, günlük çalışanı, işsizi açlığa mahkum ettiysek, bir yerlerde yanlış yaptık demektir.Yapılan israflar halkın parasıdır ve halka hizmet için kullanılmalıdır. Bir avuç yandaş için değil!
İşte şimdi anahtar cümleyi yazacağım: “Siyaset zenginleşme aracı olarak kullanılmaz ve kullanılmamalıdır.”
Sağlıkla kalın …