İnsanın doğaya galip gelmesindeki en büyük öğesi beyin gücüne, bilişsel becerilerine benzer özelliklere sahip olması. Çünkü insan öyle istiyor. YZ kendi ruhundan üflüyor.
İnsan, dünyayı mahvetmediği takdirde 21. Asır son çeyreğinde ya da 22. Asır ilk çeyreğinde YZ insanı geçecektir. O zaman kimin zekasına “doğal”, kimin zekasına “yapay” denecek?
YZ ile;
- Hastalıklara teşhis koyma süreci daha hızlanacak ve daha doğru tanılar konulacak,
- “Kişiselleşmiş tedavi” süreçleri yaygınlaşacak,
Konfeksiyon üretim ilaçları yerini kişiye özel üretilmiş ilaçlara bırakacak,
- Temel eğitim-öğretim süreci bütünüyle öğrencinin kapasitesine neyi anlayıp anlamadığına göre şekillenecek,
- YZ sayesinde milyonlarca insan kişiselleştirilmiş hizmetler sunulabilecek,
- Kol gücü ile çalışan mavi yaka, masa başı iş yapan beyaz yaka insan işgücü, kademeli olarak yerini makine gücüne bırakacak.
Doktorun, öğretmenin, şoförün yerini YZ alırsa insan ne yapacak?
Teknoloji bir yandan yıkarken diğer yandan inşa ediyor. Dün daktilo yerine bilgisayar kullanmayı bilenler avantajlıdır. Bugün bilgisayar kullanmasını bilenlerin yerine internet ve YZ almıştır. Kanıksanmış sanayi toplumun bakış açısı; insanın illaki çalışmasını öncülü yor. Belki ilerde yeni dijital toplumda insan böyle bir konuma gelebilir. Çalışma gereği, zorunluluğu ortadan kalkar. Herkes sevdiği şeyi yaparak mutlu olur ve zamanını geçirir.
Bir yandan dijital okur-yazarlık becerisini hızla geliştirmek, bu alandaki Ar-Ge faaliyetlerine kaynak ayırmak gerekirken diğer yandan da bölgesel ve küresel işbirlikleri yapılmalı ve çok geç olmadan YZ nın sorumlu ve etik geliştirme ve kullanma standartları belirlenmeli.
