İlkokul bir veya ikinci sınıftaydım. Öğretmenimiz bir el radyosu almış, dinlenmelerde oyun bahçesine çıkarıp düğmesini açarak müzik çalardı. Hayretle ve merakla bakardık. Küçücük bir kutu nasıl ses getirip türkü, şarkı söyler ve konuşurdu? O zamana kadar öyle bir şey görmemiştik. Benim esas anlatmak istediğim başka bir şey…
Öğretmen ne zaman radyodan bir şey çalsa okulun yanı başındaki evde bulunan; yöre diliyle o zamanlara kendisine şeyh denen Osman’a ihtiyar tarafından beddua edilir, müzik ve radyonun gavür icadı olduğunu, bunu çalanlar ve elinde bulunduranların da kâfir olacağını söylerdi. Öğretmenimize bağırır çağırırdı. Tabi o günden bu güne hayli bir zaman geçmiş, belirli bir yol kat edilmiştir.
Bunu anlatmamın nedeni; bu günlerde belli bir kesim, iradesi kiralık, kendi kararlarını veremeyip bir takım aracılara teslim etmiş olanlar aşıya inatla direnmektedir. Neymiş birkaç yıl sonra bunun acısı çıkacakmış, kısırlık yapacakmış, aslında biyolojik bir silahtır v.s. Sözüm ona boykot ediyor, aşı yaptırmıyorlar. Bilgi çağında gerçek dini ödevlerini bilmiyor, hurafelere bel bağlıyorlar. Dini de bundan ibaret sanıyorlar.
İslam ülkeleri diye geçinen Araplar bir aşı ortaya çıkardı da biz mi yaptırmadık?
Gavür icadıysa diğer icatları kullanmayalım eğer yüreğiniz yetiyorsa. Örneğin dolar kullanmayalım ve hiç olmazsa paramız değer kazanır. Elektriği, elektrikle çalışan ürünleri kullanmayalım. Buz dolabı, çamaşır makinesi ve televizyona el sürmeyelim., telefon, internet ve diğer iletişim araçlarından faydalanmayalım.. Yabancı marka lüks marka arabalara binmeyelim mesela. İlaçları içmeyelim. Hangi ilaç ismi Müslüman kişi adıyla telaffuz ediliyor? Hastaneye, doktora gitmeyelim; emar, tomografı ve diğer hastane ürünlerinden yararlanmayalım. Üroloji, intaniye, psikiyatri, dâhiliye bölümlerine tercümansız girmeyelim.
Bütün mesele bilimsel gelişmelere karşı çıkmak... Biliyorlar ki bilim geliştikçe ellerindeki hurafe dini yara alacaktır. Cehaletten beslenen sözde dinci otoriteler zayıflayacaktır. Millet okudukça öğrenecek, öğrendikçe her şeyin farkına varacak ve uyanacaktır. Uyanan milleti yönetme zor olacaktır.
Sizler tarihten beri hangi bilimsel gelişmelere karşı çıkmadınız ki? Matbaayı 327 yıl sonra millete tanıştırdınız ve 3 asır geriden yürümemize sebep oldunuz. Kuduz aşısına, koleraya, tetanosa karşı çıkmadınız mı? Tüm karşı çıkış ve olumsuzluklara rağmen bilim kendi mecrasında sürekli ilerlemiş, gelişmiş ve bu gün başka alanlarda çalışmalara başlamıştır.
Salgın döneminde de bilimsel gelişmelerle uğraşanları minnetle anmak istiyorum. İyi ki varsınız.
Bilim Çin’de de olsa gidip alın. Hz. Ali
Bir gün bilimle benim sözlerim çelişirse beni unutun, bilimi tutun.
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir! M.K. Atatürk
Aşı olalım, önerelim.
Salgınla mücadeleyi
AŞI ile AŞALIM.