Birkaç gün sonra öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz ara dönem yarıyıl tatiline girecekler. Bir kısım öğrencilerimiz uzaktan eğitim, EBA sistemi ile eğitildiklerinden muhtemelen Dijital Karne alacaklar.
Çocuklarımızı okuldan uzak tutarak ölümcül bir virüsten kurtarırken diğer taraftan eğitilmelerinin önünde setler koyduk. Eğitimlerini bitirdik. Bir kuşağı böyle heba ettik. Eğitimde EBA çocuklar oldu heba, dercesine…
Bu eğitimle zaten arızalı olan fırsat eşitsizliğini daha derinleştirdik. Aradaki farkı açtık. Parası, fırsatı ve evinde yeterli alt yapı ve donanımı olanlar bundan yararlandılar. Derslere çeşitli nedenlerden ötürü katılamayan, evinde yeterli donanımı ve interneti bulunmayan, birden çok kardeşin muhatap olduğu EBA da ki eğitim ile eğitilemeyen çocuklar, uzaktan eğitime uzaktan bakar oldular.
Bu çocukların derslere katılımı, proje ve ödev başarısı, performansı nasıl ölçülüp değerlendirilecek?
Derslere hazırlık, devam –takıp ve örnek davranışlar yüz yüze gelmeden nasıl anlaşılacak?
Evinde bırak internet bağlantısını TV bile bulunmayan, zar zor ele geçirdiği akıllı telefonları ile derse katılmaya çalışsa bile, telefon aramalardaki kesintilerde konulara yetişmekte zorluk çekenleri diğerleri ile aynı değerlendirmeye nasıl tabı tutulacak?
Parası ve fırsatı olan okur, olmayanın canı cehenneme mi denmek isteniyor? Ya da biraz daha yumuşatırsak; zaten devlete ve topluma hizmet için özel okullarda ve olanağı olanların uzaktan eğitimi ile yetiştiriliyor. Geri kalanlar toplumun dibinden gelen dalgayı kırsın, ara kalifiye elemanı olsun. Herkes akademik eğitim yapacak değil ya, toplumun beden gücü ile çalışacak personele ve elemanlara da ihtiyacı vardır, gibi bir amaç mı hedefleniyor?
Bütün mesele toplumdan, halktan kopuk bir eğitim politikasının olması. Üretim için eğitimin olmaması. Halkını tanımayan, ekonomik durumlarından bihaber olan bir teşkilat ve yönetim kadrosunun bulunmasıdır.
İşte bu hengâme içinde bir değerlendirme yapılıp çocuklarımıza karne verilecek. Karneleri kendi ve aileleri dışında kimse görmeyecek. Başarı ve başarısızlık, geliştirilmesi gereken alanlar sosyal medyada paylaşılmadıkça bilinmeyecek. Ne üzüntü ne de neşe ve sevinç anlaşılacak. Duygusuz bir karne…
Aslında öğrencilerle birlikte öğretmen ve velilerinde değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Öğretmenin öğrencisi ve velisi ile olan iletişimi, öğrencileri derse motive etme başarısı ölçülürken velilerin de evdeki çocuklarına derslere hazırlamaları, sorun yaratan teknolojik araçlarının eğitime uyarlama başarıları ölçülebilir. Öğrencilerle birlikte öğretmen ve Velilerin de bir başarı belgesi hazırlanabilir, hazırlanmalıdır. Anca bu şekilde MEB politikası imece usulü ile veli, öğrenci ve öğretmen işbirliğinde belli bir ivme kazanır. Başarı artar, eğitim kalitesi yükselir.
Sözü burada Eğitim İş Sendikası Başkanına bırakıyorum:
“yaklaşık bir yıldır uzaktan eğitim sürecini evde sabırla yürüten, sorumluluklarını yerine getiren öğretmeniyle kamera karşısında bağ kurmak gibi zorluğu başaran,18 milyon öğrencinin karnelerinde en azından bir performans notunun 100 puan üzerinden değerlendirilmesinin motivasyon kaynağı olacağı inanıyorum.”
Eğitimin tüm paydaşlarına iyi dileklerimi sunar, başarılar dilerim!
Çocuklarımızı okuldan uzak tutarak ölümcül bir virüsten kurtarırken diğer taraftan eğitilmelerinin önünde setler koyduk. Eğitimlerini bitirdik. Bir kuşağı böyle heba ettik. Eğitimde EBA çocuklar oldu heba, dercesine…
Bu eğitimle zaten arızalı olan fırsat eşitsizliğini daha derinleştirdik. Aradaki farkı açtık. Parası, fırsatı ve evinde yeterli alt yapı ve donanımı olanlar bundan yararlandılar. Derslere çeşitli nedenlerden ötürü katılamayan, evinde yeterli donanımı ve interneti bulunmayan, birden çok kardeşin muhatap olduğu EBA da ki eğitim ile eğitilemeyen çocuklar, uzaktan eğitime uzaktan bakar oldular.
Bu çocukların derslere katılımı, proje ve ödev başarısı, performansı nasıl ölçülüp değerlendirilecek?
Derslere hazırlık, devam –takıp ve örnek davranışlar yüz yüze gelmeden nasıl anlaşılacak?
Evinde bırak internet bağlantısını TV bile bulunmayan, zar zor ele geçirdiği akıllı telefonları ile derse katılmaya çalışsa bile, telefon aramalardaki kesintilerde konulara yetişmekte zorluk çekenleri diğerleri ile aynı değerlendirmeye nasıl tabı tutulacak?
Parası ve fırsatı olan okur, olmayanın canı cehenneme mi denmek isteniyor? Ya da biraz daha yumuşatırsak; zaten devlete ve topluma hizmet için özel okullarda ve olanağı olanların uzaktan eğitimi ile yetiştiriliyor. Geri kalanlar toplumun dibinden gelen dalgayı kırsın, ara kalifiye elemanı olsun. Herkes akademik eğitim yapacak değil ya, toplumun beden gücü ile çalışacak personele ve elemanlara da ihtiyacı vardır, gibi bir amaç mı hedefleniyor?
Bütün mesele toplumdan, halktan kopuk bir eğitim politikasının olması. Üretim için eğitimin olmaması. Halkını tanımayan, ekonomik durumlarından bihaber olan bir teşkilat ve yönetim kadrosunun bulunmasıdır.
İşte bu hengâme içinde bir değerlendirme yapılıp çocuklarımıza karne verilecek. Karneleri kendi ve aileleri dışında kimse görmeyecek. Başarı ve başarısızlık, geliştirilmesi gereken alanlar sosyal medyada paylaşılmadıkça bilinmeyecek. Ne üzüntü ne de neşe ve sevinç anlaşılacak. Duygusuz bir karne…
Aslında öğrencilerle birlikte öğretmen ve velilerinde değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Öğretmenin öğrencisi ve velisi ile olan iletişimi, öğrencileri derse motive etme başarısı ölçülürken velilerin de evdeki çocuklarına derslere hazırlamaları, sorun yaratan teknolojik araçlarının eğitime uyarlama başarıları ölçülebilir. Öğrencilerle birlikte öğretmen ve Velilerin de bir başarı belgesi hazırlanabilir, hazırlanmalıdır. Anca bu şekilde MEB politikası imece usulü ile veli, öğrenci ve öğretmen işbirliğinde belli bir ivme kazanır. Başarı artar, eğitim kalitesi yükselir.
Sözü burada Eğitim İş Sendikası Başkanına bırakıyorum:
“yaklaşık bir yıldır uzaktan eğitim sürecini evde sabırla yürüten, sorumluluklarını yerine getiren öğretmeniyle kamera karşısında bağ kurmak gibi zorluğu başaran,18 milyon öğrencinin karnelerinde en azından bir performans notunun 100 puan üzerinden değerlendirilmesinin motivasyon kaynağı olacağı inanıyorum.”
Eğitimin tüm paydaşlarına iyi dileklerimi sunar, başarılar dilerim!