Düşün düşmeden, düştükten sonra değil.
“Düşün, düşün…. İşin.”
“Ayağını sıcak tut, kafanı serin, kafanı takipte öyle düşünme derin, derin.”
“ Derin düşünme kafayı yersin.”
Gibi cümlelerle yıllarca beynimizi ütülemişler. Düşünceden, düşünmekten korkmamız gerektiğini benimsetmişler. Asıl korkanlar onlar. Düşünen insandan korktular. Hâlbuki insanı hayvandan ayıran en önemli özellik düşünebilmesidir.
Aslında düşünmek denince aklıma gelen en önemli söz Descartes’in;
“Düşünüyorum, öyle ise varım.”
Bu cümle günümüzde “düşünüyorum, öyle ise vurun” haline gelmiş.
Toplum olarak biraz düşünce özürlüyüz. Tıpkı okuma ve dinleme özrümüz olduğu gibi… Önce bir düşünebilmeyi öğrenebilseydik.
“Sen düşünme, ben senin yerine düşünürüm” diyen despot bir yönetim anlayışına uymuşuz, uyuşmuş uyutulmuşuz. Hatta bu günlerde “konuşma-karışma-üretme! Verdiğim kadarı ile yetin ve sus” slogansal bir anlayış topluma dayatılmaktadır.
Düşünmek yemek pişirmeye benzer. Çoğu yemek kuvvetli ateşte pişirilir ama birçok yemeğin hafif ateşte uzun zamanda pişirilirse daha lezzetli olur.
“Acele düşünen iki kere düşünür. Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan derin düşünmektir.”
Bilinçaltımız, bizim her sorunu ve düşünceyi pişirebileceğimiz bir ocaktır. Düşüncelerimizi bu bilinçaltımızın açık alevi üzerine koyup pişiririz. Bilinçaltımıza olumlu ve istediğimiz yöne doğru komut verebilmek için lehte ve aleyhte fikirleri sunmak ve gerisini ona bırakmak gerek. O gerekeni yapacaktır.
Okullarımızda düşünmeyi sağlayan program, ders ve alanların kaldırılması; felsefe, mantık ve sosyoloji okutulmaması ya da göstermelik olarak bulundurulması sonucu düşünemeyen bir gençlik ortaya çıkmıştır. Ancak son günlerde sergilenen hak arama gösterileri bu tür düşünceleri bir nebze olsun çürütmüştür. Oldu olacak bari matematiği de kaldırın her şey ezberinden kısa yoldan sonuca ulaşsın. İstenen bu değil mi? Düşünemeyen, sorgulamayan, sürüden ibaret bir toplum yaratmak. Böylece daha kolay yönetilebilsin hatta güdülebilsin.
Düşündüğünü söyleme nerde artık düşünmek, düşünebilmek bile suç haline geldi.
Bazı ünlü düşünürlerin düşünce ile ilgili sözleri ile biraz mizah yapalım;
Düşünceler kılıçla bastırılamaz.-Strinberg “ Yoksa pala ve satırla mı bastırılır?”
Düşünceler de hastalıklar gibi bulaşıcıdır.-A.Moureis “Onun için mi çok korkuyorlar?”
Düşünmeden okumak körletir, okumadan düşünmek yanıltır.-Claıvarny “Toplum olarak bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluşumuz buna en iyi örnektir.”
Düşünmek görmektir.-Balzac “Gerçekleri düşünmek, gerçekleri görmek..Önce içinden görmek Bilirsiniz bakmak başka görmek başkadır”
Düşünmeden öğrenmek, zaman kaybetmektir.-Konfüçyüs “İşte günümüzün eğitim sistemi buna benzer. Kafaya, beyne fazla iş düşmüyor. Ezber gücün varsa papağan gibi ezberle, aktar dur. Sınavlarda seçeneklerden en yakın olanı işaretle. Bir soru ile ne kadar karşılaşıp zaman kaybettiğin hiç önemli değildir. Bu güne bu gün sen bununla oyalanıp durdun ya o onlara yeter” anlayışı….
Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.-Eflatun” işte bende ruhumla yaptığım konuşmayı sizlerle paylaşmış oldum."
O halde düşünmek, düşmeden düşünmek lazım.