Düşünme; aklın kendi kendini bilgi konusu yaparak belleğin çalışmalarını ve olaylarını incelemesi, aklın özgür ve kendine has eylemi…
İnsanı diğer canlılar arasında farklı kılan beynin bir işlevidir.
Düşünme; kendini keşfetme, geliştirme ve öğrenmek için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Düşünmeyen, düşünemeyen ve düşünmesini bilmeyen ya da alışamamış toplumlara, düşünmeyi öğretmek çok zordur. Bu toplumlar yaratıcı, üretici olamaz, sorun çözemezler. Kendi ayakları üzerinde duramazlar. Hep kurtarıcıyı bekler, birilerine yaslanır ve payanda olmak zorunda kalırlar. Özgür ve özgün bir çalışma yapamazlar.
Yaratıcılık herkeste var olan bir yetidir. Ancak geliştirilmesi gerekir. Yaratıcı düşünme; daha önce aralarında ilişki kurulmamış nesneler ya da düşünceler arasında ilişki kurulması ve anlam verilmesine denir.
Yaratıcı düşünce gücüne sahip bireyler meraklı, sorun çözen, araştıran, tehlikelere karşı önlem alabilen, olumsuzlukları değerlendirip fırsata dönüştüren, iyimser, yargılayıcı, itiraz eden, direnen, çalışkan, hakkını arayan ve hayal kurabilen bir özelliğe sahiptirler. Bunlar kendilerine güvenir, esnek ve hızlı düşünme yeteneklerine sahiptir. Eylemlerinde yaratıcıdırlar.
Yaratıcı eylemler yaratıcı düşüncelerin üründür. Yazı yazmak, okumak ta yaratıcı bir eylemdir. Eleştirel okuma yapmaz, eylemlerimizi güzel bir yazın dili ile ifade etmezsek bir tarafımız eksik kalır.
Eğitimimiz soyut bilgileri yığan, ezberci bir sisteme sahiptir. Bu sistemi güncellemek ve yeniden yapılandırmak gerek. Sorunu dipten alıp çözmek gerek. Onun için yaratıcı okuma eğitimi gerek.
- Okumayı, okuma sevgisini okuldan önce çocuğa aşılamak; kucaktaki çocuğa yatarken, uyuturken elde kitap ona masal ve öyküleri okumakla başlanmalı. Evde kitap, kitaplık görmeli; büyüklerinden örnek almalıdır.
- Her eline geçeni okuma yerine okuduğunu özümseme, anladıklarını kendi dili ile anlattırma, üzerinde düşündürme ve eleştirel okuma egzersizleri yaptırmalı
- Gerek evde ve gerek okulda çocukları sorunları çözmede, kararlar almada katılımı sağlamalı, onları yetişkin bir birey olarak kabul etmeli.
- Okullarda ıraksak düşünme ve okuma eğitimi verilmeli. Onları düşündüren felsefe grubu ders ve konularla daha çok muhatap etmeli.
- Soyut bilgi ezberciliği önlemek, öğreten-öğrenen arasındaki diyalogu canlı tutup öğrencinin etkin katılımını sağlanmalı
- Hazır olanla yetinmeyerek, bilinenden bilinmeyene doğru bir süreci izlemesi sağlanmalı; yeni bir yerin keşfi, buluş ve özgün yaratıcı üretimlerini destekleyip teşvik edilmeli.