Eğitimde hedef en yararlı olandan yararlanmaktır. En yararlı olan ise; bedenin ihtiyaç ve isteklerine en iyi şekilde cevap verendir. Kısacası eğitim kişiye yararlı olandır. Eğitimde amaç, yaşanabilir ve sürdürülebilir daha mutlu bir dünya kurmaya çalışmaktır.
Eğitim kendi inde bir amaç değil, amaca götüren bir araçtır. Eğitimle en azından; Bedensel ve toplumsal kötülüklerin az düzey indirilmesi, örgütlenme, aydınlanma ve bilim sayesinde dünya nüfusunun tümünü lüks düzeyde olmasa bile, büyük acıları yeterli ölçüde dindirecek biçimde beslemek, barındırmak, hastalıklarla mücadele yolarını araştırmak; nüfus artışı besin üretim yöntemlerindeki gelişmeyi aşamayacak biçimde önlemek, insanoğlunun bilincini karartan gaddarlık, baskı e savaşı azaltmak gibi işlevleri gerçekleştirebilmelidir. Bu da etkili ve uygulanabilir bir eğitim yöntemi ile mümkündür.
Fizik, fizyoloji ve psikoloji gibi pozitif bilimleri eğitimde yer vermeden yeni ve mutlu bir dünya kuramayız. Politikadan çok psikoloji ve endüstri, klinik ve eğitim psikoloji gibi her dalda bir eğitim verilmelidir. Ayrıca düşünce ve hayal dünyamızın tam gelişebilmesi için büyük edebiyattan, dünya tarihinden, klasiklerden, resim, müzik ve mimarlıktan da bir şeyler öğrenmek gerek. Dünyanın gelişimi hayal gücüne dayanır. Eğitim süreci disiplin esasına dayanır.
Geleneksel eğitim anlayışında disiplin denince; “eti senin kemiği benim” diyerek çocuklarını eğitim kurumlarına teslim eden ana-babalardan al, dayak, falaka, her türlü psikoloji ve fiziksel baskıya kadar ki ceza yöntemleri akla gelir. Bu uygulamaların ve yaptırımların eğitimde aktif bir rolü vardı. Gerçi bu tür uygulamalarla çocuk bir şeyler öğrenir öğrenmesine de ne kadar kalıcı olur veya öğrenilenlerin uygulama aşamasında ne kadar sevilir, sevilerek yapılır ve mutlu olunur bu tartışılır.
Halbuki temel amaç kişinin mutluluğudur. Kişinin, kişiliğinin anayurdu çocukluğudur. Çocukluğunda ki ilgi mutlu olmasını sağlar. Çocuklar yalnızca refleks ve birkaç içgüdü ile beraber doğar. Daha sonra çevrenin etkisi ile anne-baba ve hatta dadılarının katkısı oranında olumlu olumsuz alışkanlıklar edinirler. İlgi görmeden itilen çocukların birçoğu suça yönelir. Suçu önlemek, suluyu topluma kazandırmak için pansuman önlemleri değil bataklığı kurutma yanı eğitimle olur. Oda doğru bir disiplin anlayışı ile gerçekleştirilen bir eğitimle mümkündür.
Disiplin kurala uymayan çocuğa yaptırım ve ceza uygulamaya kalkmak değildir. Disiplin dışarıdan dayatılan ve zorlama ile değil istenmeyen etkinlikler yerine istenilen etkinliklere yol açan zihinsel alışkanlıklar kazandırmaktır. Dış denetimli değil içten denetimle oluşturulan ve benimsenen kuralları koymak ve uymaktır.
Yine güzel şeylere değinmişsin hocam. Yüreğine,kalemine sağlık.
Teşekkürler