Eleştirel Okuma
Gerek ajans pazar sitesinde yazdığım makalelere ve gerekse sosyal medyada paylaştığım yazılarıma yapılan değerlendirmeleri incelediğimde; sadece yazıyı görüp geçenler, içeriğini merak etmeyip okuma zahmetinde bulunmayanlar, başlığı ve yazarına bakıp ön yargılı davranarak hüküm verenler, metni derinlemesine okuyup İnceleyerek değerlendirenler, eleştirip katkı yapanlar ve övgü ile beğenilerini sunanlar olmak üzere birkaç kategoride okur profiline ulaşıyorum. Bunlardan en sağlam değerlendirme, eleştiri yaparak yapılan değerlendirmedir. Eleştirel okuma yaparak katkı yapmak…
Eleştiri, elemek kökünden gelir. İşe yaramayanları atmak, alta indirmek. İşe yarayanları kalburüstünde utmak.
Eleştirmesini bilmeyeler ya sesini ya da dozunu arttırıp kişiliğe saldırırlar. Eleştiriyi bundan ibaret sanırlar. Bu anlayış, en küçük sosyal birim olan aileden başlar, okullara, sosyal toplum ve sonunda meclise kadar sürüp gider. Bu günkü istenmeyen manzara böylece ortaya çıkar. Bütün mesele, eleştirinin ne olduğunu bilmemek… Yapıcı, olumlu eleştiri yapamamak... Eleştirirken sadece sorunu öne çıkarıp çözümünü paralelinde sunamamaktır.
Eleştiriyi çocukluktan itibaren öğrenmek gerek. İtiraz etmek, eleştirmek, hakkını aramak ve korumak insan olmanın bir gereğidir. Tüm bu davranışları; otoriteye saygısızlık yaparak karşı çıkmak, büyüklere biat etmemek gibi yanlış telkinlerin etkisi altında kalmadan yapabilmektir. Ki gerektiğinde hak arama uğruna itiraz etmeyi, direnmeyi ve karşı çıkmayı da bilmek gerek. Hak verilmez, alınır.
Okuduğun kitaplardaki düşünceleri ve satır aralarından fark ettiğin iletileri bir kenara not ederek, altını çizerek başkalarıyla paylaşabilmekte bir diğer eleştiri yapma şeklidir. Eleştirel okuyabilmek budur.
Eleştirel Okuma Nasıl Olur?
Okur; yazının, eserin içine iyice sızmalıdır. Onun kendisindeki yansımasını açık olarak algılayabilmeli ve satır aralarındaki iletiyi hissedebilmeli…
Onun için ilkokullarda başlayarak bütün ders kitaplarında bir edebi metin, ardından bu metin hakkında düşünme soruları verilir. Okunan metnin çözümlenmesi bu sorulara verilen yanıtlarla yola çıkarak yapılır. Roman, öykü, şiirler, felsefi notlar ve tiyatro oyunlarının soruları yardımıyla yorumlanması amaçlanır. Öğrencinin bir eseri okuması kadar, onun eleştirel bakışını da yapabilmesi istenir. O eser ile ilgili sorun ve soruları ortaya koyabilmelidir.
Her edebiyat dersi bir eleştiri çalışmasıdır.
Eleştiri; eser, yazar ve okur üçgenine dışarıdan bakan gözdür. Yazarın ve eleştirmenin konusu birbirinden farklıdır. Eleştirmen ortaya konan esere bakar.
Eleştiri; kişileri, motifleri, karakterleri, eserin insan ve yaşam hakkındaki düşüncelerini görmeye, yanı eseri anlamaya yönelik bir çalışmadır.
Eleştiri; gelişmeyi sağlayan itici bir güçtür. Eleştiri acıdır. Acı olduğu için herkesçe kabul edilmez. Hele bilgeyi eleştir övgü alırsın, cahili eleştirdiğinde en azından bir fırça yersin. Bir bakıma eleştiri cahil ile bilgeyi ayıran bir ölçüttür. Birbirine bağırarak, sesinin dozunu yükselterek konuşanlar; birbirlerini anlayamayanlar, eleştiriyi kabul edemeyenler ve söyleyecek bir şeyleri olmayanlardır.
Okurlarımdan başta eleştiri yapıp katkı yapmalarını beklerken her türlü düşünce ve fikirlerine saygılı olacağımı ve onlardan yararlanacağımı bilinmesini isterim.
Gerek ajans pazar sitesinde yazdığım makalelere ve gerekse sosyal medyada paylaştığım yazılarıma yapılan değerlendirmeleri incelediğimde; sadece yazıyı görüp geçenler, içeriğini merak etmeyip okuma zahmetinde bulunmayanlar, başlığı ve yazarına bakıp ön yargılı davranarak hüküm verenler, metni derinlemesine okuyup İnceleyerek değerlendirenler, eleştirip katkı yapanlar ve övgü ile beğenilerini sunanlar olmak üzere birkaç kategoride okur profiline ulaşıyorum. Bunlardan en sağlam değerlendirme, eleştiri yaparak yapılan değerlendirmedir. Eleştirel okuma yaparak katkı yapmak…
Eleştiri, elemek kökünden gelir. İşe yaramayanları atmak, alta indirmek. İşe yarayanları kalburüstünde utmak.
Eleştirmesini bilmeyeler ya sesini ya da dozunu arttırıp kişiliğe saldırırlar. Eleştiriyi bundan ibaret sanırlar. Bu anlayış, en küçük sosyal birim olan aileden başlar, okullara, sosyal toplum ve sonunda meclise kadar sürüp gider. Bu günkü istenmeyen manzara böylece ortaya çıkar. Bütün mesele, eleştirinin ne olduğunu bilmemek… Yapıcı, olumlu eleştiri yapamamak... Eleştirirken sadece sorunu öne çıkarıp çözümünü paralelinde sunamamaktır.
Eleştiriyi çocukluktan itibaren öğrenmek gerek. İtiraz etmek, eleştirmek, hakkını aramak ve korumak insan olmanın bir gereğidir. Tüm bu davranışları; otoriteye saygısızlık yaparak karşı çıkmak, büyüklere biat etmemek gibi yanlış telkinlerin etkisi altında kalmadan yapabilmektir. Ki gerektiğinde hak arama uğruna itiraz etmeyi, direnmeyi ve karşı çıkmayı da bilmek gerek. Hak verilmez, alınır.
Okuduğun kitaplardaki düşünceleri ve satır aralarından fark ettiğin iletileri bir kenara not ederek, altını çizerek başkalarıyla paylaşabilmekte bir diğer eleştiri yapma şeklidir. Eleştirel okuyabilmek budur.
Eleştirel Okuma Nasıl Olur?
Okur; yazının, eserin içine iyice sızmalıdır. Onun kendisindeki yansımasını açık olarak algılayabilmeli ve satır aralarındaki iletiyi hissedebilmeli…
Onun için ilkokullarda başlayarak bütün ders kitaplarında bir edebi metin, ardından bu metin hakkında düşünme soruları verilir. Okunan metnin çözümlenmesi bu sorulara verilen yanıtlarla yola çıkarak yapılır. Roman, öykü, şiirler, felsefi notlar ve tiyatro oyunlarının soruları yardımıyla yorumlanması amaçlanır. Öğrencinin bir eseri okuması kadar, onun eleştirel bakışını da yapabilmesi istenir. O eser ile ilgili sorun ve soruları ortaya koyabilmelidir.
Her edebiyat dersi bir eleştiri çalışmasıdır.
Eleştiri; eser, yazar ve okur üçgenine dışarıdan bakan gözdür. Yazarın ve eleştirmenin konusu birbirinden farklıdır. Eleştirmen ortaya konan esere bakar.
Eleştiri; kişileri, motifleri, karakterleri, eserin insan ve yaşam hakkındaki düşüncelerini görmeye, yanı eseri anlamaya yönelik bir çalışmadır.
Eleştiri; gelişmeyi sağlayan itici bir güçtür. Eleştiri acıdır. Acı olduğu için herkesçe kabul edilmez. Hele bilgeyi eleştir övgü alırsın, cahili eleştirdiğinde en azından bir fırça yersin. Bir bakıma eleştiri cahil ile bilgeyi ayıran bir ölçüttür. Birbirine bağırarak, sesinin dozunu yükselterek konuşanlar; birbirlerini anlayamayanlar, eleştiriyi kabul edemeyenler ve söyleyecek bir şeyleri olmayanlardır.
Okurlarımdan başta eleştiri yapıp katkı yapmalarını beklerken her türlü düşünce ve fikirlerine saygılı olacağımı ve onlardan yararlanacağımı bilinmesini isterim.
Az okuyan çok elestiren bir toplumduk . Eleştiri bir suç unsuru olarak görenler sayesinde Şimdi az okuyan az eleştiren toplum olduk.