“ Bunlara hayvan demek, hayvana yapılan en büyük hakarettir.”
“İnsanları tanıdıkça hayvanlara olan sevgim artmıştır.”
“insan; düşünen sosyal bir hayvandır.”
“İnsan düşünen bir hayvansa, köpekte havlayan bir lahanadır.” Gibi kâh hayvanları yeren, kâh insanları değersizleştiren ve ikisi arasındaki durumu hicveden sözler duymuşsunuzdur. Her ne pahasına söylenirse söylensin insan; beyni, zekâsı ve düşüncesi ile özel bir yere sahiptir.
İnsana has özellikler ile diğer canlılar arasındaki ince farklılığımızın farkında mıyız?
İnsan doğadan somut olarak aldığı bilgilerle soyut düşünceler inşa edip bundan somut eserler oluşturma becerisine sahiptir. Sanat üretimi… Estetik duyguları gelişmiş, güzellik ve çirkinlik gibi kavramları üretmiştir. İroni yapma, şakalaşma, dalga geçme gibi mizah yetenekleri vardır. Bazı hayvanlar sırıtmış gibi gözükse de hiçbir hayvanın güldüğünü göremezsiniz. Bu insanlara has bir özelliktir.
Hayvanlar ödül-ceza çerçevesi içinde yaşamlarını sürdürürler. Karınlarını doyurmak için avlanır, avlanmamak için kendilerini korumaya çalışırlar. Avlanırken en kolay ve basit yolu seçerler. Bir bakmışsın kalabalık bir sürüye yanaşmaz, geride kalan zayıf, çelimsiz, sürüden ayrılanı kaparlar. Doyduğunda bırakır, insanlar gibi yığmazlar. Şiddet ve saldırganlığı korktukları ve kendilerini koruma ihtiyacı olduğunda ortaya çıkar. Hiçbir hayvan sebepsiz saldırmaz. Tehlikeyi seziyor ancak insanlar gibi öleceğinin farkına varmazlar.( maymunlar guruplarından birinin ölümünü gördüğünde yas tutar, köpekler ölen sahiplerinin ölüsünün yanında nöbet tutmayı saymasak) Kendilerini değerlendirme, eleştiri ve öz eleştiri yapabilme becerisi insanlara özgüdür.
Horozun sabahları ötmesinde zaman algısı, büyükbaş hayvanlarının içgüdüsel olarak yönlerini belirlemelerinde yön algısı, maymunların eşlerini kıskanmaları, papağanların kısa cümleler ezberlettirilerek konuşmaları ve tek komutlu basit sözlerle köpeklerin yönlendirilmelerini saymazsak hiçbir hayvanda insana ait özellikler bulunmaz. Sorgulama, kurgulama ve yargılama yeteneği sadece insana aittir.
Çevreye ve iklim koşullarına uyma birçok hayvanda var olan bir özelliktir. Leyleklerin göçü, kış uykusuna yatan ayılar… Çevre koşullarına uyum sağlama, kendi çıkarına iyileştirme ve toplu olarak yaşama koşullarını oluşturma sadece insanlara hastır. Geleceği planlama insanların yapabileceği şeydir.
Bazı hayvanlar kendine gösterilen sevgiden hoşlanır ancak karşı cinslerle olan sevgi ve tutku, üreme ve biyolojik ihtiyaçtan kaynaklanır. İnsanlar gibi âşık olup bir yuva oluşturma hayâlı kuramaz, aile planı yapamazlar.
Arılar, karıncalar haricinde örgütlenme becerisi insanoğlundan başka diğer bazı canlılarda bulunmaz. İnsanlar beyni, zekâsı ve düşüncesini kullanır. Tartışır, ortak akıl kullanarak karara varırlar.
Her ne kadar “Aslan gibi adam, tilki gibi kurnaz” dendiğinde sevinip “ayı, domuz” gibi sözleri duyduğumuzda hakaret sayıyorsak ve kızıyorsak da; doğayı paylaştığımız, ortak ve birlikte yaşadığımız bu canlılar la birçok örtüşen ve ayrışan özelliğimiz vardır.
Ancak İnsan; okuyor, yazıyor, sanat üretiyor ve düşünüyor. Düşündüğü için insandır. Hayvanlar gibi sadece dürtüleri ile hareket edip biyolojik ihtiyaçlarını gidermiyor. Hayata anlam katıyor, yaşadığı topluma katkısını sunuyor. Bu özellikleri ile insan ayrı ve özel bir yere sahiptir.
Okumayan, yazmayan, üretmeyen, ürettiğini paylaşmayan; sadece ye, iç, yat, kalk, biyolojik ihtiyacını karşıla ve bunu rutin bir şekilde tekrar tekrar yapan insan diğer canlılardan ne farkı var?
Çok güzel düşünmüşsün Fatoş. Aslında bu yazım insan hayvan karşılaştırarak bir çok mesaj vermek istedim. Insan olduğunu sanan hayvanlar veya hayvan olup insandan üstün varlıklar var. Okuyup takip ettiğin için teşekkür ederim!