Siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplumların
bulundukları, oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka bir yerleşim yerine ya
da başka bir ülkeye gitme eylemi…
Makalemde yukarda tanımı yapıldığı nedenlerden ötürü yapılan göçlerden,
tarihteki kavimler göçünden, komşularımızdan kaçarak ülkemize sızmaya
çalışan düzensiz mülteci göçünden ve 1915 sözde Ermeni göçünden söz edecek
değilim. Bunlar ayrı bir yazının konusudur.
Size farkında olmadığımız, etkisi yıllar sonra ortaya çıkan Beyin Göçünden söz
edeceğim.
Nerden Nereye?
Tabir yerindeyse bu cennet vatan kolay kazanılmadı. Dört tarafı düşman işgaline
uğramış ülkemin insanları, atalarımız; günümüzde örnekleri görüldüğü gibi
ailesini, çoluk-çocuğunu, vatanını bırakıp başka bir ülkeye kaçmadı. Elindeki
kazması ve küreği, kundaktaki bebeği ile genç, yaşlı ve kadın demeden,
kağnılarla mermi taşıyarak vatanını savundu. Canı pahasına hattı müdafaa değil
sathı müdafaa yaparak. Çünkü o satıh bütün vatandı.
Yıl 1933 Nazi Almanya’sından A.Einstein in de içinde bulunduğu birçok bilim
insanı ve aydın ülkemize sığındı. Çünkü burada;“Benim manevi mirasım ilim ve
akıldır!”diyen ilme ve bilime değer veren; ”Hayata en hakiki mürşit ilimdir!”
şiarı ile ulusuna ışık tutup yol gösteren Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK vardı.
Dünyada ki ilim insanları ve aydınlar Atatürk Türkiye’sine göç ediyorlardı.
Bu durum daha sonra tersine döndü. Ülkemin aydınları horlandı, tutuklandı ve
sürgüne gönderildi. Bunun en iyi örneği Nazım Hikmet..Zamanla değer
verilmeyen aydınlarımız değer görecekleri yerlere, ülkelere daha öğrenci iken
gitmeye başladılar. Değerlerini gittikleri yerlere kattılar. Böylece ülkemizden
diğer ülkelere Beyin Göçü başlamış oldu.
Tıpkı; Dünya Nobel Ödülü sahibi Aziz Sancar, Prof. Dr. Mehmet Öz, Harvard
üniversitesinde başarılı çalışmaları ile bilinen iktisat Prof Daron Acemoğlu,
genetik ve botanık bölümü Prof.Gökhan Hotamışoğlu, NASA da evrenin sırlarını
çözmek için projeler yapan Betül Kaçar, Eren Özmen ve salgın döneminde
Almanya’da BionTech aşısını bularak insanlığın hizmetine sunan; Uğur Şahin,
Özlem Türeci ve bilemediğim daha niceleri gibi…
Beyin göçünü durdurmak ve tersine çevirmek için eğitim programlarını masaya
yatırmak gerek. Felsefe grubu dersleri eskiden olduğu gibi tekrar programa
konulmalı. Bilimsel araştırmalara önem verilmeli. Zeki ve başarılı öğrenciler
teşvik edilip desteklenmeli. Bilim insanları ve aydınlarımıza gereken değer
verilmelidir.
çok güzel birkonuyu kaleme almışsın arkadaşım.Keşke bazılarıda böyle düşünsede evlatlarımızı dışarı göndermeseler Aydınlarımızdan yararlansalar
Değerlendirmeniz,beğeninize teşekkür ederim arkadaşım!