Türkçede soy, kuşak ve nesil anlamını taşır.
Sosyal toplumda çoğu zaman kuşaklar çatışması olur. İleri yaştakiler yeni kuşak gençleri beğenmezler. “Ah bizim zamanımızda…” diye başlayan cümlelerle sızlanmalara başlar, şikâyet ederler. Kimi kılık kıyafetlerine, kimi yaşam tarzlarına takarlar. Çeşitli ahlak kurallarından tutun; örf, adet, anlayış, bakış açıları ve dünya görüşleri farklı olur. Hayat felsefeleri her kuşak kendi yaşadığı döneme göre kurgularlar. Dogma, tabu ve dini anlayışlarında bile farklılıklar gösterir. Tüm bunlara kuşak çatışması diye betimleriz. Bu kültüre göre değişir.
Gençlik çağımın yaşam tarzından örnek vereyim. Kılık kıyafetlerimizi ele alalım; başta pantolonumuzun altı 30,35 cm lik bir geniş paçadan oluşurdu. İspanyol paça derdik. Ceketler arkadan uzun tek yırtmaçlıydı. Kızlar etek bluz giyerdi. Ensemizi tıraş etmezdik. Ense saçları kızlar gibi yoğun ve arkaya yatık olurdu. Yanağımızda kulağın önünde ve çenelere kadar inen kıllar vardı. Bıyıklar ideolojik sembollere göre şekil alırdı. Ülkücüler bıyığını dudakların iki yanından hilal şekilde aşağı sarkıtır, devrimciler ise üst dudağını kapatacak şekilde kalın ve dolgun olurdu. Bu fiziksel özelliklere ilaveten büyüklere koşulsuz saygı duyulur ve izinsiz söz alınıp konuşulmazdı. Büyüklerin karşısında sigara içilmez, bacak bacak üstüne atıp oturulmazdı. Emirleri derhal yerine getirilirdi.
Günümüz gençliği sakallarıyla öne çıkmaya başladı. O güzelim suratlarını kıllarla örtmeye özenirler. Kafalarının yanlarını kazıtıp tepe saçlarını olduğu gibi bırakırlar. Kimi gençler kafatası saçlarını değişik biçim vererek tıraş ederler. Çoğunun vücudunda dövmeler vardır. Pantolonlar dar, eşofmanı andıran bir şekilde bacağı tayt gibi sarıyor, belden çok aşağıda kemerini bağlıyor. Galiba kemer bile yok. Bazen de yırtık kot pantolonlar giyiyorlar. Kızların bir kısmı kapalı… Eskiye nazaran pantolon giyen çok.
Otoriteler; gençleri iyi okuyamıyor, anlayamıyor ve dolayısıyla kendilerine katamıyorlar. Belli yaşın üstündekiler genç düşünemedikleri, onlarla duygudaşlık kuramadıkları için siyasette de başarısız oluyorlar. Her hangi bir siyasi akımın içinde genç ve kadın yoksa o akım başarılı olamaz. Gençleri kazanabilmek için jenerasyonu, kuşaklar arası çatışma ve nedenlerini çok iyi bilmek lazım. Sosyolojiyi iyi okuyup, öğrenmek lazım…
Son yüzyılın jenerasyonu ve özellikleri:
1900-1945 arası sessiz kuşak: gelenekçi bir kuşaktır. Savaş, salgın ve kıtlık gibi badirelerden geçmişler. Onun için otoriteye uyumlu ve saygılıydılar. Hatta o dönemde dünyada bazı ülkelerin diktatörlük ve monarşilerle yönetildiği görülür. Kıtlığı yaşadıkları için çalışkan, tutumlu ve kanaatkâr idiler. Teknolojide Radyo ve telgraf gibi iletişim araçları ile tanıştılar.
1946-1964 arası bebek patlatıcılar: birinci ve ikinci paylaşım savaşları ve salgınlarda önemli bir insan kıyımı olmuştur. Aileler nüfusu artırmak ve çoğalmak ihtiyacı duymuştur. Bu dönemin kuşağı çalışkan, idealist, başarı odaklı, bencil, barışsever, yenilikçiydiler. Bu kuşak çeşitli sivil hakları elde etmiş ve barış örgütleri kurmuştur. BM, NATO, CENTO ve diğer STÖ leri buna örnektir.
1965-1980 arası X kuşağı: Bir önceki kuşağın önceliği olan nüfus artışını önleme çabaları ve boşanmaların çok olduğu dönemdir. Girişimci, bağımsız, rekabetçi ve şüpheci bir kuşaktır. Dünyada gençlik hareketleri ivme kazanmıştır. Bizdeki 68 kuşağı ve hareketi en iyi örnektir.
1981-2000 arası Y kuşağı: teknolojiyi destekleyen, değişime ayak uyduran bir kuşaktır. Çoklu zekâya sahip, tatminsiz, özgür ve otorite karşıtıdırlar. Renkli televizyon ve bilgisayar çağı..
2000-….Sonrası Z kuşağı: teknolojik gelişim söz konusudur. Dijital gençlik vardır. Bilim ve teknolojide gelişme çok hızlı. Yapay zekâ gündemde... Çağ, hız çağı. Dünya artık küresel bir köy ve odadan ibarettir. İnternet, İletişim ve bilgi çağı… Uzay derinliklerine inme, kuantum konularında bilimsel araştırmaların yapıldığı bir dönem… Tatminsiz, doğal, şeffaf, otorite karşıtı, tüketim delisi bir kuşak... Haziran hareketi ve gezi olayı bunlara bir örnek... Markalara ve reklamlara önem vermezler. Z kuşağı geleceğe damgasını vuracaktır.