Milli Eğitim Bakanı geçenlerde 2020-2021 Eğitim Öğretim yılında sınıf tekrarı uygulamasına geçileceğini söyledi. Gerekçesini de dört işlemi yapamayarak liseden mezun olan öğrencilerin başarısına bağladı. Kalitenin düştüğünü de sözlerine ekledi.
Bir kere müfredatın içini boşaltıp pozitif bilimlerin temeli olan Fen Bilimlerine gereken önem verilmeyerek uygulanan eğitim ve öğretimi ders saatlerini azaltarak zayıflatıldığı, düşünmeye ve sorgulamaya dayalı felsefe grubu derslerin kaldırılıp cılız haline getirildiğinde bu sonucun çıkacağının farkında olması gerekirdi.
Diğer bir açıdan sınıf tekrarı ile kalitenin artacağı yanılgısı. Sınıf tekrar edecek çocuğun başta okuldan uzaklaşacağı, emsalleri arasındaki sosyal, psikolojik farklılığı sonucu topluma sorunlu bir birey olarak katılacağı, kısa yoldan iş yaşamına katılsalar bile mutsuz, ruhi çöküntü içinde agresif bir karakterle çevresine sorun yaşatacağı muhtemeldir.
Sınıf tekrarı yerine bireyin kendi gelişim ölçüsünü baz alan, diğerleri ile değil kendisi ile yarışıp rekabet eden; yetenek ve kabiliyeti değerlendirip ölçen bir sistem üzerinde durulmalı. Öğrenciyi eleyen değil, topluma kazandıran, dışlamayan bir ölçme-değerlendirme sistemi geliştirilmelidir.
Öğretmen yetiştirme yönünden bunu daha titiz ve ince eleyip sık dokunarak yapılmalı. Öğretmen yetiştiren akademik birim ve eğitim kurumları başta özerk, özgür ve özgün olmalı. Kaynak olarak seçilecek öğrenciler doğuştan getirdikleri beceri ve kabiliyetleri yanında ilköğretimde ki bilgi, yetenek ve gizil güçleri tespit edilerek bu eğitime yönlendirilmeli. Tıpkı harp okuluna öğrenci seçer gibi…
Orta Öğretim kurumlarında bırak sınıf tekrarı başarısızlık ve çeşitli nedenlerden ötürü okuldan uzaklaştırılan çocukları af edip örgün eğitime katmalı. Yaygın eğitimi yaygınlaştırıp örgün eğitim dışına çıkmış çocuk ve gençlere yerinden eğitim alabilmenin yolu açılmalıdır.
İlköğretim süresi eskiden olduğu gibi 12 yıl olmalı. Orta öğretim geçiş sınavları kaldırılmalıdır. Sadece öğrencinin ilgi, istidat ve kabiliyetini ölçecek sınavlarla öğrencileri orta öğretim okullarına yerleştirilmelidir.
Meslek liseleri yaygınlaştırılmalıdır. Meslek liselerine genel lisede “başarı gösteremeyen vasat öğrenci gider” anlayışı yıkılmalı. O okulları cazip hale getirilmelidir. Bu liselerde uygulamalı ve üreterek eğitim görmeli, mezunlarında iş garantisi sağlanarak toplumun ihtiyaç duyacağı ara kalifiye elemanına kavuşturulmalıdır.
Yükseköğretime geçiş sınavı kaldırılmalı, herkesin yüksek eğitim alabilmesinin yolu açılmalıdır.
İdari sistem özerk olmalı. Eğitim kurumlarını idare edecek olanlar ilgili akademik birimlerden özel yetiştirilerek sırf idareci olarak atanmalı. Öğretmenden idareci yapılmamalı. Gerektiğinde eğitimin yükünü yerel yönetimlere devredilerek yerinden yönetim uygulamasına geçilmelidir.
Kısaca ve özet olarak Köy Enstitüleri sistemini günümüz koşullarına uygun hale getirip eğitim öğretim yapılmalıdır.
İstenilen bu.. Güzel!