İyi kitapları okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir. (Descartes)
Şirin ilçemiz Pazar’da bazı güzel insanlarla güzel etkinlikler de oluyor.
Bir okuma grubumuz var. Beş on kişilik bir grup. Tahmini üç haftada bir( bu süre kitabın içeriği ve büyüklüğüne göre değişir) otelin üst kısmındaki kafe de toplanıyor ve önceden belirleyip okuduğumuz kitap üzerinde değerlendirme yapıyoruz. Değerlendirmede; okuduğumuz kitabın kısa bir özetini geçtikten sonra bize ne kazandırdığını, amacının ne olduğunu, edindiğimiz kazanımların günümüzün koşullarına göre yorumu, buna benzer iyi örnekleri nasıl geliştireceğimizi tartışıyoruz. Bazen konu dışına çıkıp güncel politik, ekonomik ve toplumsal olaylarla ilgilide kafa yoruyoruz.
Kitap okurken bize çağrıştırdığı ilginç fikirleri not ediyor, kafamıza takılan sorun ve sorulara yanıt bulmaya çalışıyoruz.
Kitap okuma tarzları ( eleştirel, anlayarak, not alarak gibi) üzerinde durup grup etkinliğimizi daha çok geliştirmek için neler yapmamız gerektiğini paylaşıyoruz.
Bir kitabı edinirken nelere dikkat etmemiz gerektiği, daha çok insana okumayı sevdirmek için hangi önerilerde bulunacağımızı, okuyan ve okumayan kişide gözle görünür gözlem sonuçlarını da ele alıyoruz.
Değerlendirme sonunda bir sonraki okuyacağımız kitabi belirleyip sipariş veriyoruz.
Bu tür uygulamayı daha MEB in haberi olmadan ilköğretim okulunda yapmış, günün belli saatlerini okuma saati olarak koymuştum. Fikir babası Recep Memişoğlu ve Aysel Taşkın’ın şahsında tüm grup arkadaşlarımı kutluyor, beni de aralarına aldıkları için teşekkür ediyorum! Ayrıca o mekânı bize açan Hasan Tel atar kardeşimize de sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir insanın değeri okuduğu kitapların değeri ile ölçülür.