Türkiye Milli Eğitiminin amacı, bilgiyi insan için gereksiz bir söz, bir baskı aracı ya da uygarlık zevkinden çok, hayatta başarıya ulaşmayı sağlayan işe yarar, kullanılabilir bir araç durumuna getirmektir. ATATÜRK
Köy Enstitüleri, eğitimde bir devrimci atılım projesiydi. Az gelişmiş ülkelere örnek eğitim kurumları olarak gösterildiler. Eğitim Bilimi literatüründe Türk Buluşu Eğitim Kurumları olarak geçtiler.
Yeni tıp Coronavirüs Covid-19 'dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yanı mutlak bir değişim olacaktır. Bu değişimde eğitim de payını alacak.
Bu günlerde virüsten korunmak ve tedbir amaçlı söylenen evde kal klişe sözün yerini köyde kal sözüne bırakacak.
Zira ekonomi dibe vuracak, sanayi de üretim duracak, işsizler ordusu daha çok artacak, büyük şehirlerde ve metropollerde adeta hayat duracaktır. Kıtlıkla karşı karşıya kalmamak için doğaya, köye, tarıma dönülüp tarıma yönelinecektir.
Değişim ve dönüşümü sağlayan toplum yeni şartlara göre ihtiyaçlarını belirleyecek ve eğitimi ona uygun şekillendirecektir.
İşte tam o anda yeni tıp Köy Enstitüleri devreye girecek. Bu okullar dijital dönüşümlere koşut olarak üretim için, üretime dönük bir eğitim anlayışını hakim kılacak. Âdeta İş ve Hayat Okulu olacaktır.
Yaparak, yaşayarak, staj görerek; katılımcılığı özendiren, özgüveni pekiştiren, yaratıcılığı teşvik eden ve toplumcu, katılımcı, halkçı bir anlayışı sağlayacaktır.
Bu ütopyam ancak toplumcu, katılımcı demokratik parlamenter bir idare sisteminde mümkündür. Hiçbir sorun yoktur ki içinde çözümü barındırmasın. Her serde bir fırsat vardır. Kim bilir bu beladan kurtulunca bunlarda gerçekleşir.
Sağlıkla Kalın.