“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz!” ATATÜRK
14 Mart TIP bayramı dolayısı ile bu gün hekimlerin en büyük örgütü olan TTB hakkında bildiklerimi paylaşacağım. Türk hekimlerine ve emekçi sağlık çalışanlarına armağan edeceğim.
Pandemi döneminde yaptıkları hizmetler, ödedikleri bedeller ve verdikleri şehitleri düşünürsek onlara neyi armağan etsek yinede az gelir. İnsan sağlığı gibi kutsal bir görevi her türlü geçim sıkıntılarına ve evlerinden, ailelerinden uzakta risk alarak yapmaları kayda değerin ötesinde bir payedir.
6023 Sayılı TTB kanunu 23 Ocak 1953 tarihinde kuruldu. Türk hekiminin örgütlü sesidir. Tarih boyunca devlete yakınlığından değil, emekten ve bilimden almış ve muhalif kimliği ile tanınmıştır.
TTB Uluslararası düzeyde DTB (Dünya Tabipler Birliği), ATEB ( Avrupa Tıp Eğitim Birliği), DSÖ ( Dünya Sağlık Örgütü) gibi kuruluşlara da üyedir, temsilci bulundurmaktadır.
Amaç:
- Türk halkının sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin kolay ulaşabileceği kaliteli ve uygun maliyetli sağlık hizmeti için çalışmak,
- Meslek ahlakını en iyi şekilde korumak,
- Tıp eğitiminin her alanında söz söylemek,
- Halk sağlığını ilgilendiren konularda tutum belirlemek, rapor hazırlamak, halkı bilinçlendirmek,
- Çevre duyarlılığı, temiz su kaynaklarının korunması, bulaşıcı salgın hastalıklarla mücadele, sağlık reform taslak ve yasaların hazırlanmasında katkı yapmak, sağlık politikalarının eleştirisini yapmak, toplumda uyuşturucu ve zararlı bağımlılıklarla savaşmak,
- İnsan haklarının bünyesinde olan yaşama hakkı, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı ve işkence gibi konulara el atmak.
Yaptıkları Hipokrat yeminine sadık kalarak insan ve toplum sağlığı için çaba gösteren hekimlerimizin Bayramını Kutluyorum!
Hipokrat Yemini
“Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhine kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime, din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim…”