Dünya virüs salgını nedeniyle eğitim alanında büyük zorluklar yaşıyor. Her ülke kendi insanı gelişmişlik düzeyine göre önlemler alıyor. Bizde;
Öğretmenler, eğitimin içine gönlünü, birikimini, öğretme arzu ve tutkusunu katmadan; öğrencinin gözünün içine bakıp, duygusal bir iletişim kurmadan yapılan bu eğitimden istenen sonuç elde edilemez.
Eğitime erişemeyen ve öğrenemeyenlerle para gücü ile elde ettiği imkânlarla diğerlerinin önüne geçen bir eğitim rekabeti söz konusudur. Eğitimden faydalananların büyük bir çoğunluğunda yeterli teknolojik araç ve materyalin bulunmadığı, alt yapının olmadığı, evlerde öğrenciye özel çalışma odasını bir kenara bırak ödevini yapıp üstünde yazacak bir masasına ihtiyaç duyulduğu, zaman zaman TV ve iletişim ağlarını tıkanmasından, sorunların anında çözülemeyeceğinden fırsat eşitliği sağlanamaz.
Öğrencilerin derse katılım tempo ve şekilleri farklıdır, kişiye özeldir. Evde yapılacak eğitimle bunun kontrolü olanaksızdır. Evde yapılacak eğitimle okuma-yazma ve diğer bilişsel, zihinsel, bedensel, duygusal gelişiminin izlenmesinin zor olacağı kesindir.
Özel öğretimi gerektirecek, rehberliğe ihtiyaç duyacak, mevsimlik işçi, gezici tarım işçisi, ,sosyo ekonomik düzeyi farklı olanların çocukları ile mülteci çocukların eğitime katmak bir hayli zordur. Verilen bilgilerin sorgulanmadan ezberci bir eğitim oluşturulması, okula erişemeyen çocukların merdiven altı tabiri ile tanımlanan bazı karanlık oluşumların tuzağına düşmesi söz konusudur. Bu da bir kuşağın kaybı demektir.
Deney ve uygulama dersleri ile bazı kültür derslerinin, düşünme eğitimi, mantık ve felsefe gibi derslerin rehbersiz işlenemeyeceğinden; sanat, spor ve yetenek gerektiren becerilerin ev ortamında gelişemeyeceği, öğrencinin sosyalleşmesinin önleyeceğinden, uzaktan eğitimle işlenmesi imkânsızdır.
Öğretmeni rol modeli kişi olarak seçmenin uzaktan eğitimle olanaksız olduğu, aidiyet duygusunun gelişmediği, ilköğretimin ilk sınıflarında paylaşma, temizlik hijyen gibi davranışların oluşmayacağı, bazı kurallara uymada zorlanacağından, okulundan soğuyup eğitimi içselleştiremeyeceğinden yüz yüze eğitimin EBA sisteminden daha yararlı olacağına inanıyorum. İşte tüm bu sebeplerden dolayı, toplumda denetimsiz serbestlik ve bilinçsiz korunan ev ortamındansa, hijyen v korunmanın daha disiplinli, titizlikle uygulandığı okullarda daha az risk taşıyacağından, yüz yüze eğitimin sürdürülmesi gerekir. Eğitim sürecinin aksaması, ameliyat masasındaki hastanın bekletilmesine benzer.
Yeni eğitim öğretim yılında başarı ve sağlık dileği ile 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü tüm meslektaşlarıma kutlu olsun! …
Not: Bundan sonraki yazımla eğitim süreci sorunlarının çözüm önerlerini ele alacağım. Katkı yaparsanız isminizi de isterseniz açıklamak suretiyle yazının içinde belirteceğim. Bekliyorum.