SU=HAYAT
Su, insan ve doğa ilişkisini belirleyen, bütün canlıların yaşamı için en vazgeçilmez kaynak değerlerden bir tanesidir. Başka bir deyişle doğanın can kaynağıdır. Hidrolojik çevrim enerjisini güneşten alarak suyun sürekli olarak okyanuslar, atmosfer ve ana karalar arasında yer değiştirmesi işlevini görür. Suyun bu döngüsü ile dünyamızdaki canlıların yaşam süreci sorunsuz bir şekilde devam eder. Dünyamızdaki teknolojik gelişmeler sanayileşme ve nüfus artışı ile beraber gelişme gösteren çevreye ve doğaya duyarsızlık mevcut su kaynaklarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Su, dünyamızda stratejik öneme sahip ve giderek azalmakta olan değerli bir kaynaktır. Artan nüfus, sanayileşme, iklim değişikliği ve şehir hayatı, dünyadaki su tüketiminde önemli bir artışa neden olmakta ve buna bağlı olarak suya olan talebin önümüzdeki yıllarda giderek artması ön görülmektedir.
Ülkemiz, sanılanın aksine, su kaynakları bakımından zengin bir ülke olmayıp yarı kurak iklim kuşağında bulunan bir ülke konumundadır. Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.350 metreküp civarında iken, su zengini olan Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa da ise bu rakam 10.000 metreküp civarındadır. 2030 yılında nüfusun 100 milyona ulaşması halinde bu miktarın yıllık bazda 1.000 metreküp civarında olacağı öngörülmektedir.
Ülkemizin kurak ve yarı kurak bölgelerinin yılda sadece 4 veya 5 ay yağış alması nedeniyle, sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınma için, su kaynaklarına yönelik kalkınma projeleri büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda Türkiye, evsel kullanım, sulama, taşkın kontrolü ve enerji üretimi için su kaynaklarının geliştirilmesinde büyük ilerleme kaydetmiştir. Türkiye’de inşa edilen baraj ve rezervuarlar, yağış alan mevsimlerde suyun biriktirilerek yıl boyunca kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Bu kapsamda Türkiye, doğal su kaynaklarının yönetiminde entegre su havza yönetim programları uygulamaktadır.
Uluslararası politik araştırmalar dergisinde Ağustos 2020 tarihinde yayınlanan bir makalede, Erol Turan ve Engin Bayrakdar; Dünyamızda; küresel iklim değişikliği, nüfus artışı, gibi unsurlar nedeniyle suya olan ihtiyacın her geçen gün artmasıyla beraber, gelecekte su ile ilgili problemlerinin alarm vermekte olduğunu, bu bağlamda da suyun çatışma ve barış olmak üzere iki boyutunun olduğunu belirtmişlerdir. Suyun az ve ikame edilemez oluşu devletler ve toplumlar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bu baskı, suyu arz eden ile talep edenler arasında sorunun akılcı çözümünü zorlaştırmaktadır. Bu baskıya küresel sistemin çıkar çatışmasına dayalı politik davranış tarzı da eklenince sorunlar büyümekte, bölgesel veya küresel güvenlik problemleri ortaya çıkmaktadır. Uluslararası kuruluşların da bu durum karşısında yeterli olamadıkları söylenebilir. Su; ekonomik, sosyal, kültürel, teknolojik vb. boyutlara sahip olması sebebiyle Türkiye’nin stratejik su yönetimi, iyi bir hamle ile birden çok hedefin gerçekleştirilmesine olanak sağlayacaktır. Türkiye’nin yeterli suya sahip olması en önemli stratejik konu olup acilen ülkemizdeki akarsular, barajlar, yeraltısuları ve yeraltı barajları gibi su kaynaklarını kapsayan bir su güvenliği planı ortaya konulmalıdır.
Suyun dünyada gün geçtikçe artan önemi göz önünde bulundurularak, su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesi ve korunması amacıyla yapılacak yatırımlarda beklenen azami faydanın sağlanabilmesi için bu kaynaklarla ilgili her türlü bilginin temini ile ihtiyaçların detaylı olarak incelenmesi, kaynağın geliştirilmesi için bu konudaki seçeneklerin belirlenerek en uygun alternatifin önerilmesi gerekmektedir.
2017 yılında düzenlenen Ormancılık ve Su Şurası Sonuç Bildirgesi’nde, Türkiye su kaynakları için;
· Ulusal ve uluslararası belgelerde yer alan hedefler doğrultusunda strateji, politika ve planlar geliştirilmesi,
· Bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde gereken tedbirlerin belirlenmesi,
· Etkili bir su yönetimi için sektörler arası koordinasyonun sağlanması,
· Kurumlar arası işbirliğinin ve su yatırımlarının hızlandırılmasının sağlanması
· Arazi toplulaştırması ve arazi ıslahı çalışmaları, sulama altyapısı ve su tasarrufu sağlayan modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gibi tedbirlerin alınması,
· Sınır aşan sularımızda kıyıdaş ülkelerle karşılıklı yarar esasına dayalı somut projeler içeren işbirliğinin geliştirilmesi hususlarındaki çalışmalara devam edilmelidir kararları alınmıştır.
Tüm yapılan çalışmalar ve değerlendirmelerin ışığında toplumların ve dünyamızın geleceği için küresel ölçekte ve tüm ülkelerin ortaklaşa uygulayacağı su politikalarının acilen hayata geçirilmesi gerektiği aşikardır.
Güzel günler dileğiyle