Mutluluk bir kelebeğin kanadında belki, belki bir çiçeğin renginde, sarı bir sonbahar yaprağında, bir su damlasında.
Masmavi gökyüzünde süzülen bir parça beyaz bulutta, yolda rastladığın gülümseyen küçücük bir çocuğun inci dişlerinde.
Gökte parlayan yıldızda, mehtapta, belki sıcacık bir elde, bir nefeste, fısıltılı bir seste.
Üşümüşlüklerde sıcacık bir bardak demli çayda.
Uzaklardan gelen bir dost sesi, bir merhaba da,
öğretmenim diye seslenen parlak ışıl ışıl bir çift gözde.
Mutluluk belki kalbindeki kuşun çırpınası kanatlarında,
Yaşanmışlıkların hatırlanmasında.
Umutta, düşte, hayalde.
Beklentilerde, özlemlerde, kavuşmalarda,
Küçük şeylerin birikiminden doğan büyük çırpıntılarda.
Sevgilinin saçının bir tek telinde, kokusunda.
Yaslanılan bir omuzda, uyunan dizlerde,
Mutluluk belki paylaşılan bir dilim ekmekte, emekte, sevgide, aşkta.
Karanlık yalnız gecelerin sabahında.
Mutluluk sende, bende, en yakınımızdakilerde, çevrede yaşananlarda, şu anlarda.
Mutluluk güvende, bizim bakışımızda, algımızda yansımalarımızda, yüreğimizde.
Her gün onar beşer gidiyoruz hayallerimiz neşemiz mutluluğumuz ölüyor. Son zamanlarını yaşayan hastaya deriz ya Allahtan ümit kesilmez onun gibi şu anda tek tutunduğumuz dal umudumuz.
Değerini bilemedik kucaklayıp sımsıkı sarılabilmenin.
Değerini bilemedik karşılıklı oturup, çay kahve içerken sohbet etmenin.
Değerini bilemedik, eş dost akraba ziyaretlerinin
Değerini bilemedik dışarıda gezerken nefes alabilmenin, oksijeni ciğerlerine çekebilmenin.
Değerini bilemedik, doyasıya gezmenin, saatlerce dışarıda olmanın, istediğin zaman eve girmenin.
Değerini bilemedik özgürlüğün.
Değerini bilemedik annenin, babanın, kardeşin, sevdiklerinin geldiklerinde bulduğumuz huzurun ne kadar değerli olduğunun.
Çok mu şımarmıştık?
Kör olmuştu gözlerimiz, duygularımız.
Doğaya, hayvana, insana değer vermeyi bıraktık bencilleştik.
Hep daha çok benim olsun dedik.
Gözle görünmeyen bir virüs ne olduğunu anlayamadan özgürlüklerimizi kısıtladı. Bütün dünyaya öyle bir tokat attı ki. İnsanlık ne olduğunu anlayamadı.
2020 bir kara yıl olarak tarihe geçti. Suç yılınmıydı ?
2021 geldi umutlarla. İnsan aklını başına almaz, bencillikten vaz geçmezse, doğaya, hayvana yaşam hakkı tanımazsa değişen bir şey olmayacak.
Bu kötü günlerden ders çıkarabilirsek , gelecek güzel günlerin umudunu taşıyabiliriz., Küçük gördüğümüz değerlerin ne kadar da büyük olduğunu hatırlayıp sahip çıkabilirsek, yaşama değer katabiliriz. .
Kendinize sevdiklerinize vakit ayırın, arayın, hal hatır sorun. imkanınız varsa doğaya açılın, karların üzerinde yuvarlanın, kardan adamın burnunu yiyin... perhizi bırakın… metroda turnikenin üzerinden atlayın… cep telefonunuzu kapatın… yağmur yağarken şemsiyenizi evde bırakın, sahilde yürüyüş yapın, martılara, bulutlara öpücük yollayın, yeni dostlar edinin, Mutluluk satılmaz, arayıp bulunmaz, gözle görünmez ,elle tutulmaz. Hissedilir. Hissedersin. Mutluğu sen yaratırsın.
Nazım Hikmet’in Saman Sarısı şiirinde Abidin Dino’ya “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin? ”dizesiyle sorması üzerine Abidin Dino belki mutluluğun resmini yapamadı ama yazdığı şiiriyle mutluluğu anlatmaya çalıştı. İsterseniz siz de bir deneyin mutl… Devamını Gör