"Hayat; her insanın yaşamak zorunda olduğudur. Hayatın içinde her şeyi bulmak mümkündür. Önemli olan yaşamak zorunda olduğumuz hayata, bütün olumsuzluklarına rağmen yılmadan, kaldığı yerden devam edebilmektir.
Unutmayın ki hayat son nefesimize kadar devam eder; boş boş oturmak bile aslında hayatın içinde yaptığımız bir eylemdir.
Hiç bir şey kendiliğinden ne iyiye, ne kötüye dönüşmez.
Bir şeylerin doğru olmasını istiyorsak emek vererek, mücadele ederek onu değiştirip dönüştürmeliyiz.
Asıl, insana yararlı olmak üzere değiştirilecek olan gerçeklik, elbette içinde bulunduğumuz ŞİMDİKİ olaylardır.
Ancak, şimdiki olaylardan hiç birisi daha ÖNCEKİ olayların diyalektik ürünü olmadığı söylenemez.
Her şimdiki olay, geçmiş olayların sonucudur. BUGÜNÜN gerçekliği, ister istemez DÜNÜN gerçeklerinden çıka gelmiştir.
Bu güne dek gelmiş geçmiş gerçeklerin topuna birden bilim dilinde TARİH adı verilir.
Tarihi okumak, ondan ders çıkarmak hepimizin görevidir. İnsanlık tarihi sayısız hatalar, kötülükler barındırıyorsa da güzel olanlar daha çok. Bilimin sanatın ışığında tarihi okuyup ondaki güzellikleri geliştirip büyüterek ancak yarının tarihini güzel yazabiliriz.
Duygularınız ve hisleriniz evrende şifrelenmiş mesajlardır. Evrene bırakacağımız mesajlarımız güzel olsun, onları gelecek kuşaklara bırakacağımız bilincinde olursak, gelecekte daha mutlu, huzurlu bir dünya için bir damla katkı koymuş olmanın onurunu yaşarız.
"Konuşabilmek" ile "konuşmayı bilmek" arasında büyük bir fark vardır.
Mesela çoğu insan ikincisini bilmez. der
Cemal Süreya
VE ÇOĞU ZAMAN İKİNCİSİNİ BİLMEYEN İNSANLARDAN ÇEKERİZ
Çok konuşan değil, çok üreten olalım. Bu üretim her alanda, kimin elinden ne geliyorsa.
Çiftçi ekinini, siyasetçi vatandaşı için en iyi yönetimi, , yargı adaleti, sanatçı sanatını, eğitimci pedagojiyi, doktor bilimi.... herkes en iyisini yapmak için konuşmalı, koşturmalı.
Konuşmayı bilen insanlar ile mutlu bir gün diliyorum...