• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
Reklam
  • Ara
  • RİZE
    FINDIKLI
  • PAZAR
  • GÜNCEL
  • Siyaset
  • EKONOMİ
  • MAGAZİN
  • SPOR
    RizesporPAZARSPOR
  • KARADENİZ
  • Sağlık
  • YAŞAM TURİZM STK Röportaj DÜNYA KADIN KÜLTÜR-SANAT Bilim ve Teknoloji EĞİTİM Yerel Asayiş Çevre
  • Ara
SON DAKİKA:
12:04
A Milli Kadın Voleybol Takımı Brezilya'yı da Devirdi
11:43
DEVA Parti’li Karal, Orman Alanlarına Açılan Maden Sahalarını Meclis Gündemine Taşıdı
07:22
22 Eylül 2023 Cuma, Futbol Gündemi
06:53
Bir Damla Kan İle Teşhis
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Sinan Kutay
  3. "Gidişinin Hüznü Düşer Gönlüme…"
18 Mayıs 2020 - 13:04
Güncelleme: 18 Mayıs 2020 - 13:14

"Gidişinin Hüznü Düşer Gönlüme…"

18 Mayıs 2020 - 13:04
Güncelleme: 18 Mayıs 2020 - 13:14
Dinle
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
"Gidişinin Hüznü Düşer Gönlüme…"
Sinan Kutay
Kuzey Yıldızı

             Aşağıdaki paylaşım, mazlum uluslara esin kaynağı olmuş bir büyük devrimcinin… İşgalciyi denize döken gerçek bir başkomutanın…  “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek, emperyalizme meydan okuyan bir büyük devlet adamının…  günümüz sünepelerine örnek teşkil edecek destansı duruşunun ifadesidir.

           

              “ Lozan Barış Anlaşmasının hemen sonrası idi…

           

             Bir akşam Atatürk’ün sofrasına Özel Kalem Müdürü telaşla yaklaştı ve bir şifreyi okudu;

           

              Şifreli mesaj Çanakkale Valiliğinden geliyordu. İki büyük devlet, Çanakkale’nin bazı yerlerine (mezarlıkları olduğuna gerekçelenerek!) kendi bayraklarını asacaklarını bildirmişlerdi. Vali de bunu haber veriyor ve ne yapması emredileceğini soruyordu.

           

             Mesele mühimdi. Türk topraklarına yabancı milletlerin bayrakları asılacaktı.

           

             Atatürk, telgrafın mahiyetini öğrendikten sonra:

           

             -Acelesi yok… 
cevabını verdi ve Özel Kalem Müdürünü savdı.

           

            Bundan daha acele ne olabilirdi? Vali şifreyi, ‘Çok Acele’ kaydıyla çekmişti. Öbür gün, öğlen olmadan yabancı devlet mümessilleri bayraklarını çekeceklerdi.

           

             Valinin alacağı tedbir, ancak alacağı emre bağlı idi.

           

             Özel Kalem Müdürü, yarım saat sonra tekrar Atatürk’ün huzurunda idi.

           

             Atatürk kaşlarını çattı;

           

             -Veririz dedik ya, ne acele ediyorsun?..


           

             Tekrar sofradan ayrılan müdür, diğer taraftan da sıkıştırılıyor, ‘Çok Acele’ olan telgrafa cevap verilmeyişi Çanakkale Valisini de güç duruma düşürüyordu.

           

             Saat 10.00 oldu… Atatürk’ün fikri alınmadan cevap verilemeyeceğine göre bu cevabı bir an evvel almak gerekiyordu.

           

             Saat 23.00’de Çanakkale Valisi, ikinci bir telgrafla cevap istiyordu. Özel Kalem Müdürü yine Atatürk’ün sofrasına yaklaştı…

           

             Atatürk inanılmaz bir soğukkanlılıkla ;

           

             -Nedir bu aceleniz ve telaşınız…
dedi,

           

            -Elbette cevap veririz, Bırakın da biraz rahat edelim.


           

             Özel Kalem Müdürü tekrar uzaklaştı. Arka odalarda ilgili memurların telaşı devam ediyordu. Atatürk’ün bu haline bir türlü anlam veremiyorlardı. En çok hassas olduğu bir konuda bu kadar kayıtsız kalması olur şey değildi…

           

             Hadisenin mahiyeti çok mühimdi. Öbür gün, Çanakkale’de mühim hadiseler olabilirdi.



             Şehit kanları ile yıkanmış topraklara, yabancı milletlerin bayrağının çekilmesine hiçbir vatandaşımız tahammül edemezdi. Bu bayrağı dikecekler halk tarafından linç edilebilirdi…

           

             Çanakkale Valisinin telaşı da bu yüzdendi… diğer yandan,  yabancı devlet temsilcileri resmen Vilayeti haberdar etmişlerdi. Belki de cevap beklemeden arzularını veyahut hükümetlerinin talimatlarını yerine getirmeye kalkışabilirlerdi!

           

             Saat 24.00’de… saat birde… ve saat ikide yine münasip bir şekilde Atatürk’e müracaat edildi. Atatürk her defasında, asla hiddetlenmeden ama kayıtsız bir eda ile cevabı ve sofradan kalkma zamanını geciktiriyordu!

           

             Çanakkale Valisinin telgrafına mutlaka cevap vermek lüzumunu şiddetle arzu edenler de neticeyi merak ve endişe ile beklemekteydiler. Atatürk’ün mutlaka bir cevap vereceğini biliyorlardı. Yalnız bu nasıl bir cevap olacaktı ki bu nazik durum halledilebilsin?

           

             Gün ağarmak üzere idi. Atatürk Özel Kalem Müdürünü çağırdı;

           

             -Şifreye cevap verdiniz mi?


           

             Özel Kalem Müdürü görevini savsaklamış insanlara mahsus bir korku ile;

           

             -Hayır Zatıalileri,
dedi ve devam ediyordu ki…

           

             Atatürk
sözünü kesti;

           

             Yazınız öyleyse…’ Çanakkale Valiliğine ; Çanakkale topraklarına yabancı bayrağı çekmeye yeltenenler, kim olursa olsunlar, derhal ellerine kelepçe takılarak -Ankara’ya sevk ediniz.”


           

             Ve ardından Özel Kalem Müdürüne sordu…

           

             -Ne yapacaksınız şimdi ?


           

             -Şifreye şifreyle cevap vereceğim efendim.


           

             -Hayır,
dedi…Şifre ile değil, bu telgrafı AÇIK çekeceksiniz…

           

             Telgraf derhal çekildi, ama gelin görün ki bahsedilen yer ve saatte Çanakkale’de, yabancı devletlerin bayrakları şöyle dursun, temsilcileri de ortalıkta görünmüyordu.(*)”

           

             O şanlı ve Onurlu günlerden, bugüne… kara sularımızda cirit atan yabancı bandıralı gemiler, yabancıya satılan vatan toprakları ve Yunanistan’ın bayrak diktiği -17 ada sorunsalını düşündükçe “…gidişinin hüznü düşer gönlüme” der kahırlanırım!

           

             Kimseyi Tanımadım ben, Senden daha güzel… Kurtuluşun İlk Adımının 101.yılı Kutlu olsun



             (*)-Atatürk Ansiklopedisi, Cilt;3

                       

 

 

 

Reklam
  • YORUMLAR
  • FACEBOOK
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Anlatamıyoruz!.. - 05 Mayıs 2020
  • Karşımızdaki Kişinin Ayakkabılarıyla Yürümek!.. - 20 Nisan 2020
  • Meydan Okuma!.. - 10 Nisan 2020
  • Onuncu Köy… - 03 Nisan 2020
  • Lüzumsuzlar!.. - 25 Mart 2020
  • Kimse Var mı?.. - 18 Mart 2020
  • Boyun Eğilen Yerde Değildir Vatan!.. - 04 Mart 2020
  • Peçeleme Değil!..Adil ve Doğru. - 05 Şubat 2020
  • Bin Yılın En Büyük Yalanı!.. - 25 Ocak 2020
  • Tozu Görüyorsan Işık Sensin!.. - 11 Ocak 2020
  • Türkiye Nasıl Kurtulur! - 30 Aralık 2019
  • Zihni Karmaşa!.. - 17 Aralık 2019
  • Yaygın İletişimsizlik! - 08 Aralık 2019
  • Alacakaranlık Kuşağı!.. - 23 Kasım 2019
  • Golf Sopalı, Mektupçu Zorbalar!.. - 09 Kasım 2019
  • Kullanışlı Hadsizler!.. - 02 Kasım 2019
  • Bozuk Olunca Maya!… - 20 Ağustos 2019
  • Kesintisiz Oy Devşirme!.. - 28 Mayıs 2019
  • Herşey Çok Güzel Olacak… - 10 Mayıs 2019
  • Beni Bu Havalar Mahvetti!.. - 03 Mayıs 2019
  • 1
  • 2
Köşe Yazarları
Dilek Onay Can
Dilek Onay Can
"EBEDİ HAYATA İNANMIŞ İNSAN DÜNYA DERDİNE DÜŞMEZ"
Eleştiri-Öz Eleştiri
Ali Günay
Eleştiri-Öz Eleştiri
Kamulaştırma
Av. Hakan Çapkın
Kamulaştırma
Eylül Gelmiş, Hoş Gelmiş
Veysel Issı
Eylül Gelmiş, Hoş Gelmiş
Eğitim Sistemi Umut Vermiyor
H. Nurcan Yazıcı
Eğitim Sistemi Umut Vermiyor
Dost Zor Günde Belli Olur!
Talat Günday
Dost Zor Günde Belli Olur!
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi, Bir Meslek Kanunu Mudur?
Necip Vardal
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi, Bir Meslek Kanunu Mudur?
Sevgi
Şükran Yangın Üst
Sevgi
Yüreğine Sığındım
Zeki Baştürk
Yüreğine Sığındım
Üvey Evlat: BAĞ-KUR'lu
Müfit Pınar
Üvey Evlat: BAĞ-KUR'lu
Merhaba Arkadaşlar
Ahmet Üst
Merhaba Arkadaşlar
17 Agustos 1999'dan 6 Şubat 2023'e Uzanan 24 Yılda Doğa Kaynaklı Afetler Ülkemizde Yaralar Açmaya Devam Ediyor...
Semih Hamzaçebi
17 Agustos 1999'dan 6 Şubat 2023'e Uzanan 24 Yılda Doğa Kaynaklı Afetler Ülkemizde Yaralar Açmaya Devam Ediyor...
Pazar'daki Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Üzerine
İhsan Aydın
Pazar'daki Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Üzerine
Ülkemin Halleri
Nevin Özdilek Babuççuoğlu
Ülkemin Halleri
En Kısa Yazım
Mahmut B. Telatar
En Kısa Yazım
Haddım Olmayarak Gençlere Birkaç Çıft Lafım Olsun, İster Bay Ol İster Bayan Hiç Fark Etmiyor,
Yaşar Çelik
Haddım Olmayarak Gençlere Birkaç Çıft Lafım Olsun, İster Bay Ol İster Bayan Hiç Fark Etmiyor,
Çok Okunan Haberler
CHP'li Kadınlar: Ücretsiz Öğün Acil İhtiyaçtır!
CHP'li Kadınlar: Ücretsiz Öğün Acil İhtiyaçtır!
Pazar'da Çocuklar Doyasıya Eğlendi
Pazar'da Çocuklar Doyasıya Eğlendi
Emeklilere 100'üncü Yıl İkramiyesi Verilmesi Gündemde: İŞTE MASADAKİ RAKAM!
Emeklilere 100'üncü Yıl İkramiyesi Verilmesi Gündemde: İŞTE MASADAKİ...
Ana Sayfa
RİZE
PAZAR
GÜNCEL
Siyaset
EKONOMİ
MAGAZİN
SPOR
KARADENİZ
Sağlık
YAŞAM
TURİZM
STK
Röportaj
DÜNYA
KADIN
KÜLTÜR-SANAT
Bilim ve Teknoloji
EĞİTİM
Yerel
Asayiş
Çevre
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Yerel Haberler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Karikatürler
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • KÜLTÜR-SANAT
  • MAGAZİN
  • Sağlık
  • SPOR
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Yerel Haberler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Karikatürler
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim

sanalbasin.com üyesidir
timbir - birlik haber ajansi