Olacak iş mi şimdi?..
Sen hayatının hiçbir evresinde, sokakta, işte, evde, toplu taşıma aracında asla sosyal olamamış olana, kalk da sosyal mesafeyi anlat!
Gayet tabi, bu seslenişten, birlikte yaşamayı önceleyen, bu gerekliliği yaşam bicim olarak algılayıp-uygulayan duyarlı insanları tenzih ediyorum.
İçinde boğuştuğumuz bu zorunlu izolasyon sürecinin, anlam ve önemine ilişkin kaleme aldığım Sosyal Mesafe ve kişiler arası iletişim konusunu; muhtemelen çoğunuzun bildiği ve günümüzün aymazlarına denk gelen kirpilerin hikayesi ile desteklemek arzusundayım;
“…Küresel ısınma diye tariflenen kötücül illetin, dünyamızı tehdit etmekten uzak olduğu… Eski zamanların dondurucu bir kışından;
Ormanın bütün hayvanlar fazlasıyla etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler. Ama bunların içinde en çok kayıp veren grup kirpilermiş.
Çünkü onların pek çok hayvanda olan koruyucu kalın kürkleri değil, kendilerini soğuk kış geçelerinden koruyamayan DİKENLERİ varmış.
Bu sıkıntılı durumdan en az zararla kurtulmak için, kirpiler meclisi toplanıp çözüm aramaya başlamış. Çok yoğun geçen tartışmalar sonucunda;
Gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş. Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak ve donmaktan kurtulacaklarmış.
İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama bir başka problem çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla YAKLAŞTIKLARINDAN çoğu kirpi kan revan içinde kalmış.
Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerine uzak durmuşlar, ama bu kez de donmalar tekrar etmiş.
Ne var ki, her gece bazen uzaklaşa bazen yakınlaşa, deneye, yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar YAKIN, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar UZAK durmayı öğrenmişler.”
Bana göre insana dair ikili ilişkiler de böyledir… Birbirimizi incitmeyecek kadar uzak, ancak birbirimizi anlayabilecek, koruyabilecek, iletişim kurabilecek, sevecek kadar yakın durmalıyız…
Bu sosyal mesafe için de böyle, iş ilişkisi için de, arkadaşlık, komşuluk, kardeşlik, aile ilişkileri ve ebeveyn ilişkileri için de… Temelinde de “saygı” kavramı yatmakta… Sosyal mesafe yalnızca, fırın, market, toplu taşıma kuyruklarında uyulması gereken bir mesafe değil gerçekte… Daima olması gereken bir mesafe. Bunu unutmuştuk!
Aslında Sosyal mesafeyi koruduğumuz müddetçe toplumca saygılı bir birlikteliği de tesis etmiş oluruz… Kişiler arası iletişimin sihirli bir kelimesi daha vardır: Empati! Kendini karşındakinin yerine koyarak anlamaya çalışmak demek olan empati, kişiler arası iletişimde varılacak en üst noktadır.
Empatik bir iletişimde insanlar daima birbirlerine tolerans geliştirip, anlayış göstermektedir. Bu o kadar da kolay bir şey değildir tabii…
Kızılderililerin “karşımızdaki kişinin ayakkabılarıyla yürümek” diye tabir ettikleri empatiyi kurabilmek için, geniş bir perspektiften bakmak, kötücül bakış açısını öteleyip, egolardan sıyrılmak ve hak ve özgürlüklere saygıyı hayat felsefesi olarak içselleştirmek gerekir…
Karşınızdakinin neler hissedebileceğini düşünmek ve hissetmek gerekir. Kişilerarası iletişimde “empati” ve “saygı” geliştiği müddetçe, sorunlar da asgari seviyede ortadan kalkacaktır…
Keşke bunu hepimiz Covid-19 virüs ile değil de kendi içsel süreçlerimiz ile öğrenseydik… Covid-19 Pandemisi şüphesiz dünyada pek çok unsuru değiştirecek ve milyonlarca kişinin kendisini sorgulayarak farkındalığının artmasına neden olmakta.
Evlerde, karantinada kaldığımız şu günlerde, dar bir alanda, sosyal mesafelerimizi koruyarak, saygı ve nezaketle bir arada günler geçirmek zorundayız.
Dışarda sağlığımızı tehdit eden bir virüs varken, üstelik güzelim bahar günlerinin müjdeleriyle içimiz kıpır kıpır olmasına rağmen kapalı mekanda kalmak zorunluluğunda geçecek günlerimizde birbirimizi incitmeyecek kadar uzak, destek olacak kadar yakın durmayı öğrenmeliyiz,
Öğreniyoruz,
Öğreneceğiz…
Başka yolu yok! Sağlıklı ve güneşli günlerde buluşmak dileklerimle…
Bu virüs aklı olana empati kurabilene çok şey öğretti ama yine bir grup cahil var ki onlara korona bile bir şey öğretemedi.. güzel bir yazı olmuş. Teşekkür ederim..
Sina Bey! Yazınızla gaza geldim. Uzun yorum yapma zorunda kalıyorum. Öncelikle sizi tebrik ederim. Başkalarına katkı sunmak, düşünceleri paylaşabilmek,yorumlayabilmek,tartışmak empatinin başlangıcıdır.Demokrasi kandırmacaları ile güya bizi yöneteceklerini seçmek için kasıla kasıla sandığa gidiyoruz. Sonucuna bakınca bitmek bilmeyen yeni arayışlara devam. Empati yapmayı deniyoruz bizi ötekileştirerek izin vermiyorlar. Biz bize kalsak hallederiz. Eğitim sorunu. Ne çabuk dolmuşa geliyoruz başkanım. Kapitalizm izin vermiyor. Ezilen çoğunluğa Seçtirerek bizi de suça ortak ediyorlar. Kirpiler bile çözüm üretiyor da, bizim filim adamları halen maskeyi halledemediler. Egoların kontrolsüzlüğüdür virüsün büyüğü. Kontrolsüz güç dünyayı nasıl sarstığını yaşıyoruz. Neo liberal sistemin sınırları zorlamasına seyirci kaldık, izin vermiş olduk. Sonucuna katlanmak zorundayız. Her şeyin sorgulandığı yeni dünya özlemiyle.