Evet, dostlarım; Tüm dünya “Vazgeç” dediğinde bile… Umut bize “Bir kez daha dene” diye fısıldasa bile…
Bu günlerde, bir yanda Umut, bir yanda kaçınılmaz Gerçekliğimiz! yine baş başayız biz!
Dünya Sağlık Örgütü WHO tarafından Pandemi olarak ilan edilen. Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgınıyla birlikte dünyada ve ülkemizde zaman alsa da, başta yönetim bürokrasisi olmak üzere herkes modern tıbbın önem ve gerekliliğinin ancak ayırdına varabildi.
Bedeli ağır olsa da, bu farkındalık hali, aynı toplumun süreci, neden-sonuç bağlamında sorgulayabilmesine ve bu durumdan dersler çıkarmasına olanak sağlıyor.
Halkımız artık virüsten korunmak için kelle-paça içilmesini öneren, ortaçağın derin ve loş dehlizlerinde yuvalanan şarlatanları, branşları ve eğitimleri dışında ahkam kesen ve çoğu kez yanlış bilgilendiren… bilimsel temelden yoksun bilgileri verenleri artık ayırt edebiliyor.
Safsatacı, hurafeci bir sürü lüzumsuz Taifesi! Sesini kesip bir kenara çekilirken, kısmetleri kesilen! bazıları hala kem küm edip, alan terki yapmamakta ayak diretiyor.
Böylesi bir aymazlıkla ortalarda dolananlar ve bunları programlara çıkararak söyledikleri saçmalıkları kamuoyuyla paylaşan sözde haberciler de, bilerek ya da bilmeyerek şu anda ülkemizde salgın artarak ilerleyen virüsün üzerini örtenlerdirler.
Çünkü bu insanların yanlış, yanlı, yalan dolu açıklamalarına, onlarca kanalda denk gelip inanmak yanlışına düşürülen… çaresiz insanların kafasında oluşan negatif bilişsel şemaları yıkmak neredeyse otomu parçalamaktan öteye bir hal alıyor.
Şimdiye kadar reyting uğruna bu tiplerin değirmenine su taşıyan medyanın büyük bölümü, hatalarını anlamış gibi dursalar da ortaya çıkan vahim tablonun direk sorumlusu olup vebal altındadır.
Şimdi ekranlarda bilimsel gerekliliğe vurgu yapıp modern tıbbın yol göstericiliğinden dem vuran birçok habercinin ve kanalın, bu komplo teorisyeni safsatacıları ağızlarının suyu akarak başköşeye oturttuklarını unutmadık. Asla unutmayacağız.
Bu kriz elbet bitecek ama hiçbir bilimsel veriye dayanmadan halkın zihnini kirletenler, seçmen kitlelerini konsüle tutmak adına gerçekleri halkla paylaşmaktan kaçınıp insan hayatını hiçe sayanlar…Hayati öneme haiz verileri; kapsamlı bir internet sitesinden değil de, bunun yerine Twitter üzerinden 280 karaktere sığdırılmaya çalışanlar!
Doğru bilgiye ulaşmak adına adeta birer dedektif gibi, açıklamaların arkasında yatan gerçeğe ulaşmaya çalışan, kriz paketinden payına hiç düşen yığınları yok hükmünde gören yönetim bürokrasisi, tarih önünde, oluşacak ağır tablonun altında kalmaya yargılıdır.
Artık hurafeler-safsatalar, koltuk sevdaları bitmeli ve bilim konuşulmalıdır. Bir musibet bin nasihattan evladır anlayışından yola çıkarak; Koronavirüsün ülkemize ve dünyaya yegane katkısı belki de bu olacaktır.
Görülen odur ki; Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.
Yobazlar, safsatacılar, bilim düşmanları, kelle-paça Lobisi… Çıkar uğruna babasını bile satma eğiliminde olan medya mensupları ve siyaset esnafı silinip gidecek ve bu güzelim ülkenin verimli topraklarında gerçek bilim ve bilimsel gerçeklik yeniden yeşerecektir.
Büyük Atatürk’ün öngördüğü gibi:
Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir, fendir…
Yılların gazetecisi TV yapımcı ve yorumcusu usta yazar Sayın Sinan Kutay ile ayni haber sitesinde köşe yazarı olarak yan yana olmaktan onur duyuyorum.Ajans Pazar haber sitesinin saygıdeğer köşe yazarı Sinan Kutay'ı tebrik ederim. Yazıma övgü ile yorum yapması beni gururlandırdı. Ben kendisinin çırağıyım.Saygılarımla.
Güzel insanlarla birlikte ak sayfaları paylaşmak onurumdur kardeşim benim.
Başkanım dileklerine canı gönülden katılıyorum, umutsuzluk yok, selacı, muskacı , hurafeci ve üfürükçüler bu topraklardan üfürükle gideceklerdir. Beynine ve kalemine sağlık
Yüreklendirici güzel dileklerine teşekkürler kardeşim benim.
Sinan Bey, tebrik ederim. Gerçekler işlerine gelmiyor. “Hoca bildiğini okurmuş”Sabır ve duaya devam.
Güzel ve anlamlı yazınızdan ötürü sizi kutluyorum... Bir Milleti ayakta tutan bilim ve ilimdir.. Hiç bir millet dini ön planda tutarak ilerlememiştir... Bu ülkeye bilime ve ilime önem veren , ve ayırım yapmadan insanlığı ön planda tutan yöneticiler gerek... Dilerim bu bizim son çırpınışımız olur... Umutlarım tükenmiyor, ,biliyorum yeniden bir güneş doğacak ve Milletim , ilk hedefimiz birlik beraberlik, ve aydınlık bir Türkiye olacak, diyecek...
Umuda ve mücadeleye omuz veren içtenlikli iletiniz ve önerileriniz yüreğim üzre... Sağolun, var olun.
Sinan abim eline beynine sağlık çok güzel yazmışsınız.Siyasi iktidar bu zamana kadar bilime önem vermedi bundan spnra da vereceğini hiç tahmin etmiyorum.
Tebrikler Sinan Bey.Bugün Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği basın toplantısını izledim.Soru soran gazetecilerin görüntüsü,hangi basın adına soru sorduğunu görmedik , duymadık.Belki soru soralar da gazeteci değildi.Öyle ya.Soruları verdiler,okubakim dediler.Bu ülke halkları biraz samimiyet biraz yahu...Onu da başaramıyorlar.Ben utanıyorum.Saygılarımla.
Teşekkürler Mehmet bey... Bu zevatın gerçekleri yurttaştan saklamaktan öte derdi olmadı hiç. Gazeteci görünümlü Akredite soytarıları da her zaman olduğu gibi kolaylaştırıcı. Dostlukla.
Sinan bey keşke dediģiniz gibi ders almış olsalar. Şimdi öğrendim yatsı ezanı sonrası sela okunup dua ediecek minarelerden. Anlayacağın sen ne kadar bilimsel yazarsan yaz onlar yine sela ile dua ile haledecekerini sanıyorar. Keşke yazılarınızı onlarda okusa ama okumazlar ki elinize sağlık güzel yazdınız anlayana anamak isteyene.
Yüreklendirici iletiniz için teşekkürler. Yaşamak direnmektir Yangın yerinde...hep birlikte direneceğiz dost. Ya hep beraber ya hiç birimiz.
Tebrikler...