*Dünyanın hepten çivisinin çıktığını düşündüren kaygı verici olaylar meydana geliyor; üstelik bunlar birçok alanda birden gerçekleşiyor - entelektüel dünyanın, finans dünyasının, iklimin, jeopolitiğin, etiğin çivisi çıkmış durumda
(ÇİVİSİ ÇIKAN DÜNYA .. Yazan: Amin Maalouf)
Çivisi çıkmak ifadesindeki ÇİVİ, Kağnı ve at arabalarının tekerleğinin içine giren, dingil ya da mazu adı verilen aparatı, tekerleği sabitlemesi için tekerleğin hemen önüne konulan metal u8ndurdur. Yani bu metal unsur, tekerleği arabadan koparmamak için işlev görür. Bu aparatın dingil ya da mazudan kopması ya da ayrılması durumunda tekerlek arabadan ayrılır, ya kırılır, ya da arabadan ayrılarak çok hızlı fırlar, kazalara da sebep olabilir.
İşte çivisi çıkan dünya buradan ilham alınarak ortaya konulmuştur. Nereye gideceği, nereye vurup parçalanacağı, nerede sonu geleceği ve kimlerin başını yakacağı belli olmayacak duruma gelen dünyayı kasteder ÇİVİSİ ÇIKAN DÜNYA ifadesi…
Gerçekten dünyanın çivisi çıkmış mıdır? Ne yazık ki evet!!! Ve çivisi çıkan dünya ile birlikte insanlık ta yok oluş uçurumunun eşiğindedir. Ha düşecek ha düşecek.. Bazılarını duyar gibiyim.. Şöyle diyor bu muhteremler!:Ya Osman Hoca yıllardır yazar , konuşur hep aynı teraneyi dilendirir.. Felaket tellallığından başka bir şey yapmaz..
Tabi bu muhteremler!!! Toplumun karnında köz olmayan kesimini teşkil ederler.. Para denen kapitalizmin tanrısının kulu olanlardır bu zat-ı muhteremler!!!
Peki, ne zaman bunların akılları başlarına gelecek? Karınlarına köz düşünce!!! Ocaklarına ateş inince.. İşte o zaman bu zat-ı muhteremler, yenilenlerin, ezilenlerin, acı çekenlerin çektiklerini ve dünyanın çivisinin gerçekten çıktığını anlayacaklar.
Dünya ölümcül bir hastalığın pençesinde kıvranıyor. Ancak tıpkı içkisine şekerli zehir katılmış bir alkolik misali ölümün kucağında neşe içinde.. Akıl tamamen içgüdülerin, kötücül içgüdülerin etkisinde..
Hakikat kaybolmuş. Her şey yalanın ateşten yalazıyla dans ediyor. Düşünelim.. Çağımızda en temel değer olarak karşımıza para çıkıyor.. Ama yine düşünelim, bu en temel değer olan parayı dünyanın egemenleri bir saatte geçersiz hale getirebilirler. Basılan sahte para yine dünyanın egemenleri tarafından gerçeğinden ayırt edilemeyecek kadar inandırıcı olarak basılabilir. Bundan daha büyük hüsran olabilir mi? Siz insanlığı para için anasını bile satabilecek bir hale getirmeye zorlayacaksınız ama o nun gücü ve gerçekliği bir saatte tam anlamıyla ortadan kaldırılabilecek… Hüsranın ta kendisi değil de nedir bu?
İşte bu yalanlar düzenidir ki dünyayı bizzat insan eliyle mahvettirdi!!! Dere yatağına evler kuruluyor.. Neden? Birileri para kazansın diye.. Depremde bisküvit paketi gibi devrilecek basitlikte evler yapılıyor .. Neden? Para için.. Daha fazla kazanmak için.. İnsanlar kobay olarak kullanılıyor.. Silah satmak için savaşlar çıkarılıyor. İnsanlar hasta olsun diye virüsler üretiliyor.. Neden? hep daha fazla kazanmak için. Yalan vaatler üzerine kuruldu kapitalizmin eğitim sistemi.. İyi ve bilge insan yetiştirmek için değil, düzene uygun adam yetiştirip te düzene paradan yana çekidüzen vermek için..
Huzurun adı yok.. Bölünmüş kişilikleri içlerinde taşıyan zombi tarzı insanlar, her an patlayacak saatli bombalar misali sokaklarda dolaşıyor. Tecavüz karşı cinsi aşmış , hayvanlara , çocuklara yönelmiş.. Ya şiddet? Şiddet zamanımızın insanının adeta yaşam biçimine dönüşmüş. Kapitalizm iki yüzyıldır insanlara dünya cennetini vadediyor ama ortaya koyduğu en son şey şu: SUÇSUZ HAPİS…
Faşist kafalar her kuruma tebelleş olmuş.. Kötülük trambolin üstünde hem zıplıyor hem de ha bire parende atıyor, insanlığın seyrettiği uçsuz bucaksız sirkte.. Üstelik yalnız değil kötülük denen melun.. Beraberinde , açlık, savaş, yalan, haksızlık, adaletsizlik, yoksulluk, körlük , anlamazlık ve akıl tutulması dediğimiz diğer lanetlilerle..
Kimsesizin mezar taşı bile yokken burjuva kokonanın köpeğinin saray yavrusu mezarı var.. Diyeceksiniz ki öldükten sonra mezar olsa ne olur olmasa ne olur.. E haklısınız da iş o kadar bitmiyor.. Bir de yaşama sürecinde yaşanan çelişki var.. Burjuva kokonaların KÖPÜŞlerinin mamalarının maaliyeti ile dünyadaki açlıktan ölen çocukların on defa doyacakları miktarda yiyecek temin etmek mümkün.. Birileri uçaklarda gezerken birilerinin giyecek ayakkabıları yok.. Birileri bir defa olsun evlenemezken , birileri 70 yaşında olmasına rağmen 25 lik bir bayan alabiliyor.. E mangır var ya mangır.. Nasıl güç yettirebiliyor diye sormayın artık, Viagra boşuna mı üretildi arkadaşlar!!!
Neyse biliyorum bazılarınızın içi karardı.. Benim hakkımda kızgın sözlerinizi duyar gibiyim.. Uzatmayacağım.. Öyle ya sözün fazlası Arif e söylenmez..
Peki çözüm yok mu? Cümbür cemaat inecek miyiz uçurumdan aşağıya? Var çözüm .. Elbette ki var?
Çözümün ne olduğunu bu yazıda söylemeyeceğim.. Çatlayın biraz meraktan.. Sonraki yazılarla kendini gösterecek çözüm.. Bizim çözümümüz öyle hamburger yemeklere benzemez. Karnınız hakikate aç ise eğer, bilgi kırıntılarıyla ‘’ zıkkımlanarak’’ açlığını giderdiğini sanarak millete hava atmak yok.. Hakikate aç iseniz, bir zahmet diz kırım oturacaksınız FİKİR SOFRASINA.. Fikir sofrasına diz kırmaya tenezzül etmeyenlerin ise uçurumun en dibidir. Ne diyor Veysel Baba:
‘’ Aldanma cahilin kuru sözüne/Kültürsüz adamın KÜL ü yalandır.’’